17 ve 25 Aralık operasyonlarının ardından Gülen Cemaati üyelerine karşı ‘cadı avı’ başlatan hükümetin yaptığı bir yönetmelik değişikliğiyle devlet, şirket ve vakıflara bedelsiz devredilen arsalara ‘görülen lüzum üzerine’ el koyabilecek.
‘Ekonomik açıdan farklı değerlendirilmesi uygun görülen hâllerde…’
Taraf gazetesinden Hüseyin Özay’ın haberine göre hükümet, Hazine Taşınmazları’nın İdaresi Hakkında Yönetmelik’te eylül ayının ilk haftasında değişikliğe gitti. Yönetmeliğin 75’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına eklenen bölümde şöyle deniliyor:
“İdarece; taşınmaza ihtiyaç duyulan veya taşınmazın ekonomik açıdan farklı şekilde değerlendirilmesi uygun görülen hâllerde, ön izin süresi uzatılmaz, devam eden ön izinler ise varsa kalan süreye ilişkin bedelin geri ödenmesi kaydıyla iptal edilir. Bu durumda önizin sahibi tarafından İdareden hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunulamaz.”
Teknik düzenleme sanılıyordu ama…
Ekonomi kulislerinde ilk başta teknik bir düzenleme olarak düşünülen değişikliğin, muhalif şirketlere tahsis edilen Hazine arazileri hakkında gizli bir çalışma başlatılmasıyla, ‘biat etmeyen şirketler’e yönelik bir düzenleme olduğu konuşulmaya başlandı.
Yönetmelik değişikliği ne getirdi?
Şirket ve vakıflara tesis edilen devlet arazilerine ilişkin mevcut yönetmeliğe göre sistem şöyle işliyordu: Bir şirket yatırım için bedelsiz arsa talebinde bulunduğunda idare işletmeciye kullanım hakkı izni yatırımlar için ise ilgili firmaya önizin veriyor ve bir yıl olarak belirlenen bu izin, şartlara uyulması durumunda her yıl uzatılıyordu.
Yönetmelikte yapılan değişikliğe göre ise işletme sahibinin arazi üzerinde yaptığı yatırıma bakılmaksızın, ‘idarece taşınmaza ihtiyaç duyulması veya taşınmazın ekonomik açıdan farklı şekilde değerlendirilmesi’ gerekçesiyle hükümete araziye el koyma hakkı tanınıyor.