Tiyatrocuların “Çehov kuralı” dediği bir sahne kuralı vardır. Çehov der ki: “Hikâye ile ilgili olmayan her şeyi kaldırın. Eğer ilk bölümde duvarda bir tüfek asılıysa, ikinci veya üçüncü bölümde o silah patlamalıdır. Eğer ateşlenmeyecekse orada olmamalıdır”.
Silahın ruhsatlı ya da ruhsatsız olması, sahibinin eğitimli ya da eğitimsiz olması fark etmez. Anayasamızda ve yasalarımızda belirtilen görevliler dışında bu kadar insanın neden sürekli belde, torpidoda, çantada silah taşıdığını gerçekten düşünmemiz gerekiyor. Duvarlarında “Asla şerifi aramayız (kendi işimizi kendimiz hallederiz)” yazan “vahşi batı” değiliz neticede.
Çehov’un dediği gibi, ortada bir silah varsa sonunda mutlaka patlıyor. Tıpkı önceki gün Konya’da arkadaşının oğlunun sünnet düğününde kazayla kendisini vuran doktorun kullandığı silah gibi…