Yanlış anlaşılmasın, ben bugünlerde atılan diplomasi adımlarını doğru bulanlardanım. Erdoğan’ın “monşerler” diye dışladığı diplomatların işi yeniden ele almasını, Antalya’da güzel işlere imza atmalarını alkışlıyorum.
Ancak şu notu düşmeden de edemiyorum: Türkiye’nin çıkarları önemlidir ve dış politikamızın ana omurgasını ülkenin çıkarları belirlemelidir. Dış politikamızı ülke çıkarlarının yerine yöneticilerin ve danışmanlarının sınırlı kapasitesine, birikimine ve ideolojisine göre belirlersek, işte böyle bir gün beyaz dediğimize ertesi gün siyah deriz.
Mehmet Aksoy’un heykeli bir sanat eseri olarak ucube olmaz ama bu tutarsız manzaralarla dolu dış politikaya rahatlıkla “ucube” diyebiliriz. Ne diyeyim, her zaman sözleri dinlenmese de iyi ki hâlâ Hariciye’nin profesyonel kadroları var ve bu “ucube” dış politika adımlarını sonlandırabiliyorlar.