Siyasi yelpazede MHP Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında konumlanmış, ittifak arayışlarını formüle dökmeye çalışıyor. HDP, genel başkanı, 10’dan fazla milletvekili ve yüzlerce yöneticisiyle adeta parti olarak “tutuklu” ve “etkisiz”. Hal böyle olunca da muhalefet cephesinin TBMM’deki tek partisi CHP olmuş vaziyette. CHP’nin ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu kadar büyük bir sorumluluk üstlendiği bir dönemde, CHP’lilerin bütün mesailerini Türkiye’nin değil, CHP’nin yönetimini kazanmak için harcaması, Kılıçdaroğlu’na ikinci bir cephe daha açmış vaziyette.
Kılıçdaroğlu, bugüne dek bu tür yarışları alttan alıyordu. Ancak, İstanbul kongresine yaptığı müdahale, CHP liderinin de sert oynayacağını gösteriyor.
AK Parti’de belediye başkanları, il başkanları liderin tek cümlesi ile görevi bırakıyor, kurultaylara genel merkezin belirlediği tek adayla gidiliyor.
Bakalım bu koşullar altında CHP’nin hep övündüğü “parti içi demokrasi” zemini, “delege toplama yarışı” olmaktan çıkıp, iktidarı hedefleyen bir enerji yaratabilecek mi?