Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Peki İsmail bunları hak edecek ne yapmış? (Biliyorsunuz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla aynı gün gözaltına aldılar. Belki hepimizde İBB operasyonuyla bağlantılı bir gözaltı olduğu algısını yaratmak istediler. İsmail’in İmamoğlu operasyonuyla hiçbir ilgisi yok. Kurmak istemişler ama kuramamışlar. MASAK ilgi kurmak için çok uğraşmış, hesaplarını didik didik incelemiş ama bir bağlantı kuramamış.
İsmail, ‘Gezi davası’ adını verdiğimiz davayla, o dava kapsamında tutuklu Osman Kavala, Can Atalay gibi insanlarla ilişkilendirilmeye çalışılmış. HTS kayıtlarından gazetecilik kapsamında kurulmuş bir iletişim dışında bir bağlantı da kurulamamış. Bu defa Gezi Davası döneminde sosyal medya paylaşımlarında suç kanıtı bulmaya çalışmışlar. Sayfalarca Twitter mesajını dosyaya koymuşlar. Çoğu haber niteliği taşıyan mesajlar. Birkaç tane kişisel düşünce içeren mesaj. Onlar da bir insanın özgürlüğünü kısıtlamaya gerekçe yapılacak mesajlar değil.
Normal bir hukuk devletinde İsmail’in dosyasıyla gözaltı dahi absürt kaçar. Ancak İsmail’in dosyasına ‘müebbet hapis’ gerektirecek Anayasa ihlali gibi suçlamaları koymuşlar. Akıl alır gibi değil. İsmail şu anda ev hapsinde. Kendisine yöneltilen ağır suçlamalar karşısında şaşkın ama bunları yaşamasına neden olanların yargı üzerinden her şeyi yapabilecekleri konusunda da şüphesi yok. O nedenle çok sevdiği işini, gazeteciliği yapamıyor. Gelişmeleri takip ediyor ama fikirlerini okuyucularıyla izleyicileriyle paylaşamıyor.