Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sağlığı konusundaki son dezenformasyon çalışması, şu ana dek anlatmak istediklerimin en somut örneği oldu.
İletişim Başkanlığı, bu büyük saldırıya karşı, doğru bilgiyi sadece kendi kanallarından ve her koşulda biat eden bir medya üzerinden yaymaya çalıştı.
Ancak, kendi iletişim kanallarının ve destekçi medya organlarının objektifliğini, güvenilirliğini ve toplumun geniş kesimlerine erişebilme kabiliyetini yitirmiş olması, bilgiye değil algıya dayanmasına karşın saldırının gereğinden uzun sürmesine neden oldu.
İşin sonunda yetkililer, Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’dan Ankara’ya geliş görüntülerini kanıt olarak kullanmak zorunda kaldılar.
İletişim Başkanlığı artık şunu görmeli: Gerçek bilgiyi ancak objektif bilgileri her zaman ön planda tutan gerçek ve bağımsız bir medya üzerinden geniş toplum kesimlerine ulaştırabilir ve insanları ikna edebilirler. “Biat etsin, bizim olsun” diye özetlenebilecek medya ve iletişim politikasını sürdürdükçe bu tür operasyonlara daha çok maruz kalırlar ve gerçeğin, yanlış, çarpıtılmış veriler karşısındaki çırpınışını daha çok izlerler.