Evet, bu iktidar çok güçlü değil; zayıf yerlerine, doğru stratejiyle dokunduğunuzda halkla kurduğu bağdaki aşınma pekişiyor. Ancak unuttuğumuz şey şu: Bu iktidar aynı zamanda devletleşmiş, istediği kararları aldıran bir iktidar. YSK kararı bunun kanıtı. Dolayısıyla daha geniş bir muhalefet blokuna ve bu muhalefet blokunun halk içinde ürettiği çarelerle, programlarla İmamoğlu liderliğini yalnızlaşmadan güçlendirmesine (ve elbette halk adına denetlemesine) ihtiyaç var.
Hatırlatmalıyım ki baskı rejimlerinin tek kişiye dayanmasıyla, bu rejimlere karşı muhalefetin bütün yükünün ‘kurtarıcı’ tek kişiye dayanması aynı düzeyde sorunludur, çünkü tek kişiyi yıpratmak kolaydır. 7 Haziran öncesinde ve hemen ardından görev onayı en hızlı artan lider Demirtaş’ın, 24 Haziran’a kadar milyonları meydanlarda kendi liderliği etrafında toplayan İnce’nin siyaset denkleminin/merkezinin dışına nasıl çıkarılabildiğini unutmayalım. Karşımızda olağan bir iktidar yok; yalnızlaşmış ya da tekleşmiş rakiplerini çizgi dışına çıkarmak, yıpratmak adına araçları çok fazla.