• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

#çoktanunuttuk…

19/08/2018 16:08


MURAT SEVİNÇ 

Türkiye riya tarihinin en can yakıcı sayfalarından birinde yer alır, ‘unutmak’ ara başlığı. Ana başlıklardan ve değerlerimizden biri olan ‘Yalan’ın, hemen altında.

Hangi ifadeyi tercih etmeli bilmiyorum. Unutmak mı, umursamamak mı, hatırlamamak mı, ciddiye almamak mı… Hepsi mi? Sözlük, ‘aklında kalmamak’ olarak tanımlıyor ‘unutmak’ sözcüğünü. Demek ki hiç olmazsa bir kez akla yerleşmiş olması gerekiyor, sonradan çıkıp giden her neyse.


Atatürk Havaalanı’nda terör eyleminde insanlar katledilmişti. Hangi yıldı? Kaç kişi öldürüldü? Soruşturma hakkında bir bilgi? Bu yıl anma vs. yapıldı mı? Geçen yıl? Bir çırpıda hatırlayan var mı her bir sorunun yanıtını? Muhtemelen yok. Katliamı unuttuk mu, yoksa baştan beri hiç umursamadık mı?

Şu meşhur lokantayı basıp onlarca insanı vahşice öldüren, ne oldu? Hangi yılbaşıydı o?

AKP’nin nasıl bir parti olduğunun ve yönetim anlayışlarının ilk ciddi göstergelerinden biri Pamukova’daki tren kazasıydı. ‘Hızlandırılmış’ tren kazası. Treni hızlandırdılar. Kaza oldu. İnsanlar öldü. Sorumlu? Hangi yıldı? Ölenlerin sayısı? Neden hemen hiç bir şey yok belleğimizde?

Bir AVM inşaatı çadırında işçiler yanarak ölmüştü hani. Ne zamandı? Sorumlular yargılandı mı? Madenlerde ölenler… Her gün kaç işçi ölüyor Türkiye’de biliyor musunuz? Neden bilmiyorsunuz peki? Hepsi birlikte ölmediği için haberiniz, haberimiz olmuyor muhtemelen. Bilenler ve takip edenler var kuşkusuz; onları kaç kişi duyuyor?

Sayısız örnek vermek mümkün.

17 Ağustos depreminin yıldönümünde yazılıp çizilenler, partililerin attıkları twitler ve sosyal medyadaki heştegler bir kez daha hatırlattı geçmiş acıları. Unutmayacağız, diyorlar. Neyi? On dokuz yıl önceki depremi mi? Nasıl bir yalan bu? Herkes, canı yananlar dışında kalan herkesin unuttuğunu biliyor. Hiç kimsenin o depremi umursadığı filan yok artık. Yalnızca canı yananlar. Yakınlarını kaybedenler. Yaşadığı korkuyu, endişeyi henüz atlatamayanlar. Başka…

Türkiye ortalaması, acı duyamıyor ve hiç bir kötülüğü, unutacak kadar olsun zihnine buyur etmiyor. ‘Can ucuzluğuyla’ ilgili belki de. İnsanın bir kıymeti yok buralarda. Hakkında bir kaç kütüphane dolusu çalışma olan bir konuyu iki üç satıra sıkıştırmak mümkün değil kuşkusuz; ancak gerekçeleri uzun ve karmaşık da olsa sonucu görmek güç değil: Değersiziz.

Eşitlik duygusu/ilkesi olmadığında, yurttaşlık bilinci gelişmiyor. O gelişmediğinde yönetim ile yurttaş arasındaki ilişki ağı demokratik ilkelerle kurulamıyor. Haliyle hesap vermeyen yönetimler, hesap sormayan ve hatta sorabileceğini akıl dahi edemeyen yığınlar… Doğal sonucu, hafızasızlık. Unutmak değil, hiç bir zaman akılda yer bulmaması, söz konusu olan.

Bellekte yer edinememenin en çarpıcı örneklerinden biriydi havaalanı katliamı. Ne kaldı belleğimizde? Fırsattan istifade yüz dolara yolcu taşıyan taksiler değil mi! Onlarca insanın yaşamını yitirdiği bir felaketten akılda kalanlardan birinin bu oluşu, ‘unutmayacağız’ iddiasını hak ediyor mu? Neyi unutmayacağız? Yayın yasaklarını mı, kimsenin bilgilendirilmemesini mi, o insanların hakkıyla anılmamasını mı yoksa fırsatçı taksileri mi? Hatta o utanmazları unutsak daha iyi olmaz mı!

17 Ağustos’u unutmadığını dile getiren ve etkili/yetkili konumdaki yalancılar, unutmadı da ne yaptı? Bir sonraki deprem için hangi önlemler alındı? Toplanma alanlarının çoğu TOKİ ve AVM oldu. İstanbul’un durumu perişan. Bilim insanlarının mutlaka deprem olacağını söylediği İstanbul. Ne önemi var ki söylediklerinin. Bilim insanlarının hipotezleri varsa bizim Allah’ımız var, nihayetinde…

Memlekette canın ucuzluğu, değersizliği, geride kalanı sağaltacak fırsatı imkansızlaştırıyor. Gar’da yüz kişi parçalandı. Doğru dürüst anmaya izin vermiyorlar. Konya stadyumundaki bir grup itin, parçalanmış insanların anısını yuhalaması, sanırım etkisinden hâlâ kurtulamadığım bir şey. Nasıl ‘unutulmayacak’ peki ölen insanlar. Parçalanan gençler. Cenazeleri yuhalandı. Neyi unutmayacağız? Ölenlerin yakınları ve az sayıda duyarlı yurttaş dışında, ağız alışkanlığından ‘toplum’ ismiyle andığımız bu ‘kalabalık,’ hiç umursamadı ki vefat edenleri.

Yalnız değilsiniz… Unutmayacağız… Acınız acımız…

Yo, hiç öyle değil; yalnızlar, acı onların acısı ve tabii ki unuttuk. Ya da, unutacak kadar dahi tutmadık hafızamızda…

Tahir Elçi, canlı yayında katledildi. Hangi yıldı? Soruşturma? Sonuç? Faili meçhul mü? Nasıl meçhul olur ki, ekranda seyretmedik mi cinayeti… Neyse, ‘kimlikçilik’ yapmayayım şimdi!

Tarihi boyunca hiç bir kötülüğüyle yüzleşmemiş, yüzleşmemesiyle gurur duyan bir devletin uyruğu, koskoca bir kalabalık. Gayrimüslimlerin malına mülküne, toprağına çökerek büyüyen yerli ve milli sermaye. O sermayenin sırtını sıvazlayarak yerli burjuvazi yaratmaya çalışan bir devlet. Devletin iyi ve eşitlikçi yurttaşları olmak yerine, kendisi sayesinde var olan devlete ‘tapınan’ milyonlarca insan.

Tarihimiz, teflon yüz gerektiriyor. Hiç bir şey durmamalı o yüzde. Olmadı ki öyle bir şey… Yok ki öyle bir şey… Yalan hepsi… Görmedik ki… Duymadık ki…

Geçen yıl yerli ve milli bir yakınıma ‘yolsuzluk iddialarından’ söz ettiğimde, “Kim gözüyle görmüş ki?” dedi. Bunu söylerken sırıtıyordu! Sırıtan milyonlarla birlikte.

‘Gerçekle’ hiç bir alışverişi olmayan Türkiye ortalamasının umurunda değil o ölümler. Herhangi bir acı. Ta ki bir gün kendi yaşayana dek. Memleketin yarısına her gün işkence etseler, kalan yarısı rahatlıkla görmezden gelir. Bu davranış öğretiliyor, doğumdan ölüme dek. Umursamamak, tepki vermemek, başını derde sokmamak, kendi işine bakmak. Ve sırıtmak… Olmadı ki… Görmedim ki…

On binlerce insan, çoğu sorgusuz sualsiz, işini kaybedip açlığa mahkum oldu son iki yılda. Aileleriyle birlikte bir kaç milyon insan. Olmadı ki… Onlar terörist ama… Geriye kalan milyonların umurunda değil. Yok ki böyle bir şey… Atılanların yerine, başkaları atılsaydı, onların, yani halihazırda açlık çekenlerin umurunda olur muydu? Yo, neden olsun, olmadı ki öyle bir şey… Kim ki bu atılanlar… Terörist diyorlar… E hak etmişler o zaman… Kim karar vermiş öyle olduklarına peki? Yok hayır olmadı böyle bir şey… Duymadık ki…

Unutmayacağız, demeyin ne olur. Yalan çünkü. Canı yananlar ve  çok azınlıktaki birileri dışında hiç kimsenin umurunda değil olup biten. #acınızacımızdır… Değil. #yalnızdeğildir… Yalnızdır.

Cumartesi Anneleri, 700’üncü haftada. Çocuklarının, yakınlarının hiç olmazsa kemiklerini istiyorlar, yedi yüz haftadır. Üç değil, beş değil. Geçenlerde, hayli prestijli hukuk fakültesinde çalışan bir arkadaşım, derste, örnek olarak Cumartesi Anneleri’nin adını andığını ve hiç bir öğrencinin bilmediğini fark ettiğini söyledi. Duymamışlar bile… Hukuk fakültesi…

Unutkanlığa karşı, inatla direnenler var elbet. Kişiler, kurumlar, azınlıktaki yurttaş kümeleri, namuslu gazete ve gazeteciler, onurundan vazgeçmeye tenezzül etmemiş sanatçılar, edebiyatçılar… Örneğin, gazeteci Elif Ilgaz her gün Berkin Elvan ile ilgili twit atıyor. İnatla. “Berkin vurulalı 1889 gün oldu…” Müthiş bir direnç, inat bu. Çiğdem Toker, inatla ve inatla ihaleleri ve halkın yediği kazıkları yazıyor, iğneyle kuyu kazar gibi. Bilelim, unutmayalım, not düşülsün inadıyla. Ünsal Ünlü her sabah geçiyor evindeki kameranın karşısına ve aynı inatla bir şeyler anlatmaya çalışıyor, ‘hatırlatıyor,’ seyredenine. Birgün, Cumhuriyet, Evrensel gibi üç beş gazete hâlâ soluk aldırıyor. Diken var, Duvar var, T24 var, Artı Gerçek var… Var işte böyle bir kaç ağaç gölgesi.

Bir de anne var, şans eseri dikkatimi çekti internette. Benim ilgisizliğimden, bilmezliğimden. Çok insan haberdardır. Çorlu’da bir tren kazası oldu malum. Ne zamandı? Hangi ay? Kaç kişi? Neden? Sorumlular? Neyse, biraz zorlayınca hatırlarsınız, çok taze… Hani, muhalefet partisi, siyasetin konusu yapmayacağız, demişti. Haklıydılar çünkü konu ortopedistlerin alanına giriyordu. Hödükler.

Kazada yaşamını yitirenlerden biri Arda adlı bir çocuktu. Annesi, Mısra Öz. Sosyal medya hesabından her gün oğluyla ilgili bir iki satır yazıyor. Acısını tahmin etmek… Satırlarından, yalnızca evladını kaybetmiş olmanın üzüntüsü değil, olup biteni ‘kabullenememek,’ ‘inanamamak’ seziliyor.

Anlamıyor muhtemelen, insanların günlerine hiç bir şey olmamış gibi devam etmelerini. Haklı. ‘Diğerlerinin’ yaşamlarında hiç bir şey değişmiyor çünkü. Ne oldu ki… Hangi kaza… Ha Çorlu’daki mi… Size önerim, Mısra Öz’ün satırlarını, aynı üzüntüyü yaşayıp bunu paylaş(a)mayan diğer kayıp yakınları adına da, takip etmeniz. Unutmamanın, hiç olmazsa unutmayan, unutturmamaya çalışan birilerinin varlığından haberdar olmanın bir yolu olur belki…

Her şeye rağmen, iyi bayramlar. İyi geçer gerçi, neden tatsız geçsin ki… Ne oldu ki…

Bir şarkı: Ceylan Ertem’in kayıp yakınlarıyla birlikte seslendirdiği Ahmet Kaya’nın ‘Beni Bul Anne!’ şarkısı.

Bir yazı: Yazımı göndermeden önce internette değerli Gökçer Tahincioğlu’nun aynı minvalde güzel makalesini fark ettim. Buraya bırakıyorum.

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

Prof. Dr. Fincancı: Dört ayda 800 doktor yurtdışı için ‘iyi hal belgesi’ istedi

ŞULE TÜRKER [email protected] @suleturker34 Covid-19 … Devamı...

Avrupa’nın en büyüğü Real Madrid!

Real Madrid, Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool'u mağlup ederek kupayı … Devamı...

MSB: Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde bir asker şehit

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 'Pençe-Kilit Operasyonu' bölgesinde bir … Devamı...

Enes Kanter’e ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten soruşturma

‘FETÖ’ soruşturmasında ‘silahlı terör örgütü üyeliği'nden yakalama kararı … Devamı...

Ortalama kira asgari ücreti geçti; yıllık artış yüzde 150

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, illerin ortalama kiralarını … Devamı...

Piyanist Fazıl Say’dan Munzur Çayı kıyısında konser

Piyanist ve besteci Fazıl Say, Tunceli'nin Ovacık ilçesinde doğanın … Devamı...

Muhalefet nasıl bir adayla seçimi kazanabilir?

İHSAN DAĞI @ihsandagi Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını tespitte … Devamı...

Vaka sayısı bugün de 1000’in altında

Türkiye'de son 24 saatte 966 vaka kayda geçerken, üç kişi hayatını … Devamı...

Funda Arar ve Derya Uluğ’un Isparta’daki konserleri iptal

Şarkıcı Derya Uluğ ve Funda Arar, Isparta'daki konserlerini iptal … Devamı...

‘Sosyal medya yasası’ ifade özgürlüğü kısıtlanmasın diyeymiş

AKP Sözcüsü Mahir Ünal, yeni sosyal medya yasasını ifade özgürlüğünü … Devamı...

ABD’li uzman: Bu bir Rus ruletiyse ABD ayağına, Türkiye kafasına sıkacak
Türkiye-ABD krizinde cevapsız kalan sorular

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1670 gündür hapiste

YAZARLAR

Muhalefet nasıl bir adayla seçimi kazanabilir?

İhsan Dağı

Az kalsın konsolide oluyordum, verilmiş sadakam varmış!

Murat Sevinç

Ukrayna’dan Suriye’ye uzanan faylar

Bahadır Kaynak

Benim mezhepçi tanışlarım, aslında yok muydu?

Murat Sevinç

‘Hikaye’ olma hikayeler yaşa

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazarlar yazılarından sessizce çekilmesini bilmeli!

Mustafa Dağıstanlı

Kılıçdaroğlu aday olursa…

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Mustafa Karaalioğlu: İki kanat da cümbüşe iştirak etmekte beis görmedi

Deniz Zeyrek: Dosta düşmana nasıl izah edeceğiz?

Uğur Dündar: Kılıçdaroğlu iktidar cenahında paniğe neden oldu

Ahmet Takan: Nebati, saray divanında Tayyip Erdoğan’dan esaslı bir fırça yemiş

Esin Övet: Bunların hepsi gerçek mi? Ne oluyor bir bilen var mı?

Mustafa Balbay: İktidar halkı susturma arayışında

Remzi Özdemir: Hiçbir şey vatandaşa gösterildiği gibi değil

Mehmet Barlas: Yunanistan, PKK’nın yerini hızla alacak gibi

L. Doğan Tılıç: ‘Göç’ haberi sadece ‘göç’ haberi değildir

Zeynep Gürcanlı: Suriye çok hareketli

İhsan Çaralan: Suriye’ye operasyon, iktidarın en önemli kozu

Dünyanın en büyük viskisi 1,4 milyon dolara satıldı

‘Stranger Things’in tanıtımı için açılan pizzacının girişi Twitter kullanıcılarının diline düştü

Köpeğe benzemek için 2 milyon yen harcadı

Binlerce kilometre göç: Küçük akbabalar üremek için Kars’ı ‘tercih etti’

‘Nakit halen çöp’ diyen milyarder fon yöneticisi, parasıyla ne yapıyor?

‘Stranger Things’in yeni sezonu uyarı mesajıyla başladı: Texas okul katliamıyla benzer sahneler var

Sıcakta arabada bıraktığı dört köpek öldü: Gözaltına alındı

Dünyanın en yaşlı köpeği tahtını Pebbles’a kaptırdı

Sıradışı bir vaka: Seksten sonra hafıza kaybı yaşayan adam

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi