TVF yasası, iktidarın kaba aritmetik dayatmasıyla hızla çıkarıldığına göre, özel yetkili bu şirketin içinin birtakım devirlerle doldurulması bekleniyordu tabii. (Nitekim yılbaşı haftası yayımlanan OHAL KHK’siyle Milli Piyango ve Türkiye Jokey Kulübü gelirlerinin Fon’a devri ilk adımdı.)
Ancak son operasyonun zamanı, zincirleme niteliği ve ölçeği, telaşlı bir önceliği düşündürüyor.
Hangi teknik ve usulle olacağını bilmesek de kanunun yönetene açtığı sonsuz keyfi alan, tahminleri mümkün kılıyor. 11 kuruluşun, kanunlar dışı, denetime kapalı, özel yetkili TVF’ye devrinin, referandumda “evet”i garantileyecek çalışmalarla ilgisiz olacağını düşünen var mıdır? Yasanın verdiği imtiyazların yanı sıra, OHAL düzeninin, yapılacakların saklanması konusunda eşsiz bir imkân (!) sunduğu gözden kaçmamalı.
Sermayeden de alacağı destekle uzun vadede sahip olduğu sonsuz-sorumsuz kaynak toplama dağıtma yetkisiyle TVF, rejimi tahkime, ömrü uzatmaya hizmet amaçlı olarak da kurgulanmış görünüyor.
Türkiye’nin kurumsal birikimini, doğasını, hiçbir yasal ve etik kurala tabi olmaksızın toplayıp dağıtan TVF’yi anlatmak isterken insanın aklına önce “çiftlik gibi” ifadesi geliyor.
Fakat bir an, yalnızca bir an durup düşündüğünüzde, çiftliklerin, bugün birer üretim merkezi olduğunu hatırlıyor ve gerçek çiftlik sahiplerine haksızlık etmiş olabileceğinizi fark ediyorsunuz.