Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Sözgelimi, hukuksuz bir heyetin hukuksuz kararıyla diploması iptal edilen cezaevindeki İBB Başkanı İmamoğlu’nun mesajlarını ilettiği sosyal medya hesabı toptan kapatılırken; cezaevindeki terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın silahların bırakılması sürecindeki rolünü hangi imtiyazlarla oynayabildiği, ceza kanunlarının genelliği, eşitliği ve objektifliğine ne olduğu sorulabilir.
“Lozan Sözleşmesi’nin hedefe konulduğu bir metinle barış sağlanacağı nasıl düşünülüyor” denilebilir.
Mevcut yasaların kapasitesinin, “terörsüz Türkiye” ortamı için yeterli olmadığı ortadayken, yeni yasal düzenlemelerin hangi mutabakatla ve nasıl TBMM’ye getirileceği merak edilebilir.
Şu ana kadar “terörsüz Türkiye” kavramının demokratik değerleri içerdiğine dair bir emare göremedik. Aksine bu sürecin, AKP’nin ihtiyaçlarına göre şekillenip içi doldurulacak bir anayasa arayışına esas oluşturup oluşturmayacağı en önemli mesele olarak belirginleşiyor.
O nedenle barışı dilerken soru sormayı, cevap beklemeyi bırakmamak da zorunlu. Eskiden okullarda bir ders olarak okutulan Yurttaşlık Bilgisi adına.