Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, 2023 seçimlerinde seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen, bunun üzerine yaptığı bireysel başvurusu lehine sonuçlanan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin, okutulması aylardır geciktirilen kararını okuttu. Anayasa hükümleri ortadayken bu işlemin hukuka, dahası Meclis saygınlığına uygun olduğu tereddütsüzdür. Ancak gelin görün ki, sistem ‘partili cumhurbaşkanlığı’ adıyla dünyada eşi benzeri olmayan bir sisteme -şaibeli bir referandum sonrası- evrilmişse, olaylar farklı gelişir. Kim bilir kaçıncı kez olduğu gibi hukuksuzluğun hukuk, hukuka uygunluğun da hukuka aykırılık gibi gösterildiğine tanıklık ederiz.
“Hukuksuzluklardan hukuksuzluk beğenin” diye özetlenebilecek günlerden geçiyoruz. Her saat yeni bir adaletsizliğe maruz kaldığımız, en temel hakların apaçık çiğnendiği bu ortamda, Anayasal haklara şiddet içermeyen yöntemlerle sahip çıkmanın önemi büyük. Meşru ve daha fazla ezilmemek, onuru korumak için gerekli direncin ötesinde; hukuksuzluk ve adaletsizliği bir kader gibi yaşamamanın mecburi istikameti, yapılacak bir erken seçimde düğümleniyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin etkili ve inisiyatif alan adımları eşliğinde, erken seçim dinamiği politik bir süreç olarak ilerlerken, bu temel sorunun geleceğinde, ekonomik koşullar da büyük oranda belirleyici görünüyor.
Son gelişmeler MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, 23 Mart’tan bu yana tutuklu olan İBB Başkanı İmamoğlu ile ilgili tartışılan mesajıyla birlikte değerlendirildiğinde, iktidarın monoblok yapısında artık saklanamayan kırılmalar olduğunu görebiliyoruz. Sürecin nereye evrileceğini ise 19 Mart sonrası hasar gören ekonominin; liyakatsizlik, yolsuzluklarla yıllardır zaten hakkı yenilen vatandaşlar üzerindeki etkisi de belirleyecektir.