CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Gezi Davası’nda tutuklu yargılanan Can Atalay, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hakan Altınay’la gazeteci Merdan Yanardağ’ı Marmara Cezaevi’nde, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i de Bakırköy Cezaevi’nde ziyaret etti.
Pala, Kavala, Atalay, Yapıcı, Kahraman, Mater, Altınay, Özerden ve Yanardağ’ın bir an önce özgürlüklerine kavuşması için Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrı yaptı ve hukuksuz ve adil olmayan yargılamaların son bulmasını istedi.
Atalay, Hatay’da görevine başlamak istiyor
Pala, milletvekili seçilmesine rağmen 55 gündür tutukluluğu devam eden Hatay Milletvekili Can Atalay’ın, bir an önce dışarı çıkıp seçim bölgesi Hatay’da ev tutarak görevine başlamak istediğini aktardı.
Tayfun Kahraman, Pala aracılığıyla gönderdiği mesajında, Gezi davasının toplumun tüm kesimleri tarafından duyarlılıkla izlenmeye devam edilmesini ve davadaki hukuksuzluğa karşı herkesin tepkisini yüksek sesle dile getirmesini beklediklerini belirtti.
Gezi kararlarının, adil yargılanma hakkının yok sayılarak milyonların tutukluluğu anlamına geldiğini söyleyen Pala, “Tarihsel-kültürel-doğal ortak yaşam alanlarını korumayı amaçlayan ve yurttaşların yaşam biçimlerine müdahaleye başkaldıran eylemlerin kalbi olan Gezi ve davası, iktidarın kendi güdümündeki yargıyla yurttaşlarını anayasal hak ve özgürlüklerini kullandıkları için hukuksuz yere tutuklamasıdır” dedi.
Kavala, Türkiye’nin geleceğinden umutlu
Osman Kavala, demokrasi ve adalet mücadelesinin güçlenerek sürmesinin önemine değinerek, Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu dile getirdi.
Hakan Altınay kendisiyle ilgili gerekçeli kararda gerçek olan tek şeyin ismi olduğunu, geri kalan her şeyin gerçek dışı olduğunu vurgulayarak, adalet mücadelesini kararlılıkla sürdüreceklerini bildirdi.
Pala, Marmara Cezaevi’nde tutuklu TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ı da ziyaret etti. Yanardağ demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesini her koşulda sürdüreceğini, kumpaslar ve tahtların çökeceğini ve adaletin yerine geleceğini dile getirdi. Pala, “Yanardağ’ın suç içermeyen ve ironi olduğu açıkça belli olan sözleriyle tutukluluğu hem ifade hem de basın özgürlüğü ihlalidir” dedi ve davanın takipçisi olacaklarını belirtti.
Yapıcı kararlı
Halk sağlığı profesörü Pala, Mücella Yapıcı’yla yaptığı görüşmede cezaevi dışındaki sağlık kuruluşlarına sevk sırasında yaşanan sorunlarla ilgili ayrıntılı olarak bilgi aldı. Yapıcı’nın sevk sırasında ve başvurulan sağlık kuruluşunda insan haklarına ve tıbbi etik ilkelere aykırı işleyiş değişmedikçe, önemli sağlık sorunları olmasına karşın hiçbir sağlık kuruluşuna gitmeyeceğine ilişkin kararından dönmeyeceğini söylediğini aktardı.
Mine Özerden, Gezi Davası’yla ilgili hukuksuzluğun sona ermesi ve adil yargılamanın gerçekleşmesi için mücadelenin süreceğini bildirdi.
Çiğdem Mater, cezaevindeki bazı kadınların hukuksal destekten yoksun kaldığını söyledi ve cezaevi koşullarındaki sağlık hizmeti sunumunun (uzman hekimlerin haftada bir veya iki haftada bir gelmesi ve muayene sırasında mahremiyetin sağlanamaması vb.) yetersizliğini dile getirdi.