Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Medya sahipliğinin ne kadar sisli bir alana dönüştüğüne dair daha somut bir örnek verelim. Ekol TV’nin Mubariz Mansimov’a ait olduğunu düşünüyoruz değil mi? Mansimov da kanala gitmiş, neden bu işe girdiği sorusuna “Sesimi duyurmak istiyorum” yanıtı vermişti.
Şirketin ticari kayıtlarının hiçbir yerinde Mansimov’un ya da ortağı olduğu düşünülen birinin adı geçmiyor. Bir önceki dönem Sivas Belediyesi’nin AKP’li Meclis Üyesi Hatice Kurt Vizyon 58 kanalının sahibiydi. Kurt, AKP’li olmasına rağmen 2021’de isyan etmiş “Yeter artık. Basını özgür bırakın, basın işini yapsın!” demişti.
Mart 2024’te satılan kanalın adı Ekol TV oldu ve Ersan Şen’in aldığı söylendi. Ersan Şen’in de adı hiçbir yerde geçmiyordu. Kanalın sahibi görünen Ilgın Sinanoğlu, bir televizyon sermayesi biriktiremeyecek kadar genç bir isimdi. Halen kanalın yönetim kurulu üyesi görünüyor.
Ancak geçen eylülde Ekol TV tek ortaklı bir anonim şirkete dönüşüyor, sahibi de Mansimov değil Emrah Doğru. Kendisini Show TV Yurt Haberleri Müdürlüğü’nden hatırlıyoruz. Sezgin Baran Korkmaz sarsıntısıyla kanaldan ayrıldığı ancak ardından Haber Türk’e geçtiği söylenmişti. İnsanlık adlı bir dergisi ve bu dergi adına ödül verdiği isimler var.
2019’da Sezgin Baran Korkmaz’a, geçen yıl Hamidiye Etfal Hastanesi Basın Danışmanı Hüseyin Bayoğlu’na verilmiş. Yılın gazetecisi Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek seçilmiş. Doğru, makam ziyaretlerini seven biri, ziyaretleri karşılık da buluyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, son olarak eski Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin iade-i ziyaretleri duyurulanlardan. Doğru’nun sesini duyurma biçimiyle Mansimov’unki epey farklı ve sorular barındırıyor.
Demokrasilerde toplumun medyanın ardındaki gerçek sermayeyi bilme hakkı var. RTÜK’ün sitesine girdiğinizde şirket isimlerinden başka bir şey görmüyorsunuz. TV100’ün patronu olduğunu bildiğimiz Necat Gülseven’in genişleyen medya yatırımlarını Bahadır Özgür yazmıştı. Medya sermayesinde gri alan giderek yayılıyor. Gazetecilik adına olduğu kadar okuyucu için de yükselen bir risk bu. Türkiye’de sermaye medyasının yaptığı habercilik patronunun çıkarlarından ayrı düşünülemez çünkü editöryel bağımsızlığı koruyacak mekanizmalar yok.