Medyanın yüzde 90’ına hakim olsa da Erdoğan’ın kendi medyasına dahil rayting getirmediğini biliyoruz. Uzun zamandır medya patronlarının iktidardan tek beklentisi ihale dolayısıyla para. İçinde bulunduğumuz, 31 Mart’tan sonra daha ağır hissedeceğimiz, ekonomik krizin etkisiyle o musluklar da kısılacak. Bize bu düzenle mücadele etmek için tek yol kalıyor o da gazetecilik değerlerine sahip çıkmak.
Medya-iktidar ilişkilerinin kirli deneyimini yaşayan tek ülke değiliz. Kendimize özgü sıkıntılarımız var. Dezenformatif medyanın yazdığı haberler akıl ermez Gezi iddianamesine delil olarak konuyor ve insanlar bu sebepten müebbetle yargılanıyor. 17-25 Aralık tapelerinde duyduklarımıza sarsıcıydı ancak hiçbir şeyi değiştirmedi, bugün de günbegün düşen yobaz din adamı videoları etki yaratmıyor. Çözüm etik gazetecilikte ısrar etmekte, AKP’li siyasetçilerin şu ara pragmatist tavırla demeç verdiği muhalif medyanın normalleşiyor olduğumuzu düşünerek sevinmesi için koşullar oluşmuş değil.