Tayyip Erdoğan’ın “Tek Adam” heveslerine ve AKP’nin giderek zorbalaşan iktidarına karşı, neredeyse dört yıldır açık ve katı bir karşı çıkanlar arasında bulunmama rağmen, belirli çevrelerin “yetmez ama evetçi” etiketi üzerinden vazgeçilmez bir “nefret öznesi” muamelesine uğramakta olanlardan biri olduğumun elbette farkındayım.
İçinde, eski “vesayet rejimi” yandaşlarının ve bir kısım “ulusalcı”nın bulunduğu kimi unsurlar, Erdoğan ve AKP’nin neredeyse tüm günahlarını bizlere “fatura” etmekten vazgeçmiyorlar.
Sanki, Tayyip Erdoğan, iktidarını ve daha sonra yaptıklarını bizim gibilere borçlu. Dolayısıyla, ona ve partisine daha sonra karşı koymak, bizleri “ortak günâh”tan kurtarmayacak.
Hal böyle olunca, dünkü yazıda yer almış olan ve yukarıda alıntıladığım satırları bir tür “özeleştiri” yerine değerlendirmek isteyenler de çıkabilir.
“Özeleştiri” –eğer hakkı verilerek ve gerçekten yapılacak ise- bir köşe yazısının bir-iki satırına sıkıştırılarak geçirilecek bir şey değildir. Yani, “özeleştiri” değildi ama yine de şunun bilinmesini isterim; hayli uzun süredir “Tayyip Erdoğan ve AKP konusunda nerede yanlış yaptık?” sorusu üzerine düşünüyorum.
Bu ne demek?
Yanlış yapmış olabileceğimizi, yaptığımızı, hatta o yanlışın önemli olduğunu teslim etmek demek. O yanlış neydi? Niçin yaptık? Ne zaman, hangi şartlar altında yaptık?
Bunları doğru biçimde irdelemek, yerli yerine oturtmak gerek ki, bir anlam taşısın; bir Katolik papazının karşısındaki “günah çıkartma” ve kuru bir özeleştiri geçiştirmesi olmasın.
Tayyip Erdoğan ve AKP, Türkiye’nin çok belirleyici bir tarih dönemine damga vurdu. Bu döneme dair doğru-yanlış ölçülerini de, dolayısıyla, yalapşap yapmamak, doğru yapmak gerekir.
Bu “içe bakış” süreci içinde bulunduğumun bilinmesini isterim.
Yani, “Biz değişmedik, o değiştik. Biz haklıydık” şeklindeki söylemiyle özetlenecek “ekol”de yer almıyorum. Ama, “yetmez ama evetçilik” eleştirileri yöneltenlerin gerekçelerinin birçoğu ile Erdoğan ve AKP’nin “günahları”na ilişkin “ortak sorumluluk” çıkaranların iddialarının hiçbirine de katılmıyorum.