Türkiye’de bulunmadığım bir sırada yayımlanmış olan “Suriye’de Savaşa Hayır” bildirisinin altında imzam yer almadığı için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın öfkesine muhatap olmaktan kurtulmuş oldum. Söz konusu bildirinin imza sahipleri için, “aydın müsveddesi” nitelemesinde bulunarak “Bunlar aydın maydın filan falan uzaktan yakından alakası yok.Bir kitabı olan, herhangi bir yerden profesörlük unvanı alan aydındır diye bir şey yok” diye konuşmuştu.
Bu tartışmalar sırasında, “dünyanın en saygın aydını” ya da “olağanüstü aydın” gibi sıfatlarla anılan büyük yazar ve düşünür Umberto Eco, geçen cuma gecesi, öldü.
Romanlarıyla “dünyanın en çok satan yazarı” olan Umberto Eco ile “The Paris Review” adlı derginin yaptığı bir söyleşide, Eco’nun aydın tanımı var.
“Aydın” ile “aydın müsveddesi”ni ayırt edebilme yeteneğine sahip olduğu anlaşılan Tayyip Erdoğan ve izleyicileri için faydalı olabileceği düşüncesiyle aktarayım: “Aydının işlevi (bir şeyi söylemekte) ön almasıdır… Aydının işlevi söylemektir. Şunu yapmalıyız, bunu yapmamalıyız, gibi…”