Memleketi şirket gibi yönetme arzusu, kararların tek kişi tarafından alındığı sistemin doğal uzantısı.
Sonuçta TC AŞ’nin patronu kendisi ve “şirketini” istediği gibi yönetecek ve şimdiden “vekâleten” yönetiyor zaten.
Ne var ki çağdaş dünyada onun sandığı gibi yönetilen şirket kalmadı, varsa da batıyor.
Nitekim memleketi hâlihazırda şirketten çok çiftlik gibi yöneten iktidarın aldığı kararların ne kadar sakat, eksik ve tehlikeli olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Başkanlık sistemini pazarlayanların diğer bir satış argümanı “istikrar” (…) diktatörlükler de sonuçta gayet istikrarlıdırlar, birdenbire çökene kadar.
Ancak bu istikrar argümanı şimdiki uygulamaya bakınca pek inandırıcı değil. Arzu ettiği başkanlığı fiilen epeyidir uygulayan Erdoğan’ın icraatının sonuçları istikrardan ziyade giderek derinleşen bir kaosa işaret ediyor (…) Türkiye mükemmel bir istikrarsızlık örneği olarak yerini almış bulunuyor.