“Yerel ve millî” ihtilâlin freni çoktan boşalmıştı. 7 Ocak Charlie Hebdo katliamı memlekete kocaman bir ayna tutarak şimdilik fikren savrulduğumuz, yakında fiilen savrulabileceğimiz uçları faş etti.
Günümüz İslâmının neo-selefî kaynaklı “ezelî mağduriyet- intikam” kısırdöngüsünün hedefinde Batı/ Hıristiyan/ Yahudi/ Emperyalist terkibinden oluşan dış düşman ile dış düşmanın içerideki uzantıları (nüfusun gerçek çoğunluğu) var.
Dışarıda İslâm’ın sancaktarı, yedi düvelde Müslümanların hamisi AKP ihtilâlinin uçsuz bucaksız Dar-ül harb’ı. İçeride son iki yüzyılın hıncını almak, kaybedileni ihya etmek, moderniteyi kendi usulünce yeniden uydurmak, tozpembe yarınları inşa etmek üzere yeni egemenlerin başlattığı ihtilâl.
Aksaray, ideoloji ile propagandanın ana üretim ve kumanda merkezi.
Beride bu beyanları gece yarısı vahî inmişçesine sabaha manşetten gören devasa bir medya sistemi var.
Sistemin “dişlileri” köşe yazarları.
Devlet kurumları propagandanın ana kumanda merkeziyle eşgüdüm hâlinde.
Bunlar arasında en önde gelenler Diyanet ve “Yeni Türk Üretim Merkezi” olarak daha uzun erimli çalışan Millî Eğitim.
Etrafında etkisini katlayan ve AKP tarafından kontrol edilen bir dolu ahir zaman peygamberi, vakıf ve think tank mevcut. Hepsi sosyal medya ve televizyonu azamî kullanıyor.
En alt basamakta da trol denilen hırçın lümpen güruh var.