Çıktığı kürsüden dramatik bir tonlamayla sesleniyordu kendisini dinleyenlere.
“CHP’nin geçmişinde bunlar var. Bizim geçmişimizde bunlar yok.”
Can alıcı darbesi de, dünyada devletlerin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleriyle yüzleşme kültüründen habersiz, cahilce, hatta pek de matah:
“Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa, ben özür dilerim ve diliyorum.”
O dönem tek parti olan CHP’nin Dersim’i varsa, artık AKP’nin de bir Sur’u, Cizre’si, hatta Silvan’ı, Silopi’si, Şırnak’ı, Yüksekovası ve daha nice Kürt kentleri olacak.
Ancak bir gerçek var ki, o da şu:
Konuşulan kesinlikle bir ‘siyaset kürsüsü’ olmayacak…
Eğer bu ülkeye bir gün demokrasi gerçekten gelecekse, bütün bunların konuşulduğu o kürsü kesinlikle ‘adalet kürsüsü’ olacak…