Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Amerika Birleşik Devletleri’nin giderek daha az önemli hale geldiği bir döneme mi giriyoruz? Bu soru, ABD hâlâ dünyanın önde gelen askeri ve teknolojik gücü, rezerv para birimi ihraççısı ve küresel finansal sistemin çıpası olmasına rağmen, kulağa tuhaf gelebilir. Ancak Amerika küresel rolünden geri çekilmeyi seçtiği için, şu anda kendiliğinden sahip olduğunu düşündüğü pek çok güç ve etkiyi yavaş yavaş kaybedecektir.
Elbette Amerika’nın güç ve etkisi çoktan azaldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki onlarca yıl boyunca ABD, küresel sistemi kendi çıkarlarına göre şekillendirebiliyordu; Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonraki kısa “tek kutuplu” dönemde ise konumu rakipsizdi. Ancak o zamandan beri başka güçler de sahnede yükseldi ve küresel hedeflerini gerçekleştirmeye çalışıyor. En bariz örnek Çin olmakla birlikte, Avrupa da ciddi bir küresel oyuncu olabilmek için gereken birliği arıyor ve birçok orta güç de profilini yükseltmek istiyor.