Türkiye’deki Faz 1 Klinik ve Araştırma Merkezleri’nin beşincisi, İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) bünyesinde açıldı. Merkezde ilk olarak İsviçre’de geliştirilen Covid-19 aşısı deneyleri ile tedavide kullanılmak üzere ilaç geliştirme çalışmaları yapılması planlanıyor.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, iki hafta önce açılan Faz 1 ve Klinik Araştırma Merkezi hakkında bilgi verdi: “İstanbul Tıp Fakültesi’nde klinik araştırmaların yapılacağı ya da yeni ilaç geliştirme araştırmalarında önemli bir aşama olan Faz 1 klinik çalışmaları için böyle bir bölüm mevcut değildi. Klinik araştırmaların özellikle aşı geliştirme çalışmalarında son zamanlarda gündeme gelmesi, faz merkezlerinin de öneminin anlaşılmasını sağladı. Biz de üniversite binalarımızın yenilenme süreci içerisinde kısa bir sürede bu yapılanmayı sağladık.”
Yeni aşı ve ilaç
Merkezin yeni aşı ya da ilaç araştırmalarına çok önemli katkılar yapacağına dikkat çeken Prof. Dr. Tükek şunları söyledi “Türkiye’de bu türden çok fazla merkez yok. Bir elin parmaklarını geçmez. Ayrıca sadece merkezi kurmakla da olmuyor. Bundan sonra özellikle hem yurt dışı hem yurtiçinde geliştirilen yeni ilaçlar, yeni moleküllerin burada Faz 1 çalışmalarıyla başlayarak Faz 2, Faz 3 ve Faz 4 çalışmalarının yapılmasını planlanıyoruz. Gönüllü kişiler, ilaç (veya aşı) uygulamasını kabul eden kişiler, çalışma kapsamında belli bir süre, 48 saat kadar burada misafir edilecek ve izlenecek. Bu ilaçların onlarda oluşturacağı yan etkiler ve diğer klinik bulgular gözlenecek. Bu süre içerisinde ilaç dozlamaları planlanacak. Bu şekilde de o ilacın etkili olup olmadığı ortaya konmaya çalışılacak.”
Zürih Üniversitesi’nden
İsviçre Zürih Üniversitesi ile uzun süredir partnerlikleri olduğunu belirten Prof. Dr. Tükek, Faz 1 ve Klinik Araştırmalar Merkezi’nde ilk deneme adaylarından birinin de bu işbirliğine dayandığını anltarak şu bilgileri paylaştı: “İsviçre’deki o merkezden bize bir Covid aşısıyla ilgili bir teklif gelmişti. Yeni bir aşı, üst düzey teknoloji kullanılarak geliştiriliyor. Bu aşı da vektör aşılar içerisinde yeni bir teknoloji kullanılarak, virüs benzeri parçacık, yani virüse benzer birtakım protein yapılarının kullanıldığı, bir aşı teknolojisi. Onun Faz 1 insan denemelerini muhtemelen burada yapacağız. Zaten bu teklifle de süreci hızlandırdık, 80 gün gibi kısa bir sürede merkezin yapımını tamamladık. Türkiye’de geliştirilen aşı çalışmalarına da katkı sağlayacağız.”
Birinci faz çalışmalarının farklı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tükek “Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarını birçok kurum bunu böyle bir merkeze ihtiyaç duymadan da herhangi bir yerde yapabiliyor. Ama Faz 1 çalışmalarının ayrı özellikleri var ve ruhsatlandırma şartları da farklı. Biz yurt dışı kaynaklı ilaç araştırmaların Faz1 çalışmalarını ve Türkiye’de geliştirilecek olan yeni ilaçların Faz 1 çalışmalarını bu merkeze çekip başarı ile tamamlamak istiyoruz” dedi.
İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yağız Üresin de merkezdeki ilaç denemesi çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Şimdilik dört yataklı bir merkez olarak gönüllüleri almaya başlayacaklarını ifade eden Prof. Dr. Üresin “Gönüllülerde ilk defa uygulama yapıldığı için, bu kişilerin yakından takibi çok önemli. O yüzden az sayıda tuttuk yatak kapasitesini. Burada biyoteknolojik ürünler, aşılar, hastalarda yapılan ilaç Faz çalışmalarını (mesela kanser ilaçları) burada yapacağız” dedi.
Merkezde ilk olarak başlayacak Faz 1 çalışmasına en yakın adaylardan birinin İstanbul Üniversitesi’nin iki büyük projesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Üresin, bunlardan en önemlisinin ‘TÜBİTAK 1004 İnflam-İst‘ adlı Covid-19’a yönelik bir ilaç çalışması olduğunu söyledi.
Boğaziçi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin ortak projesi olan İnflam-İst ile romatizma tedavisinde kullanılan anakinra etken maddesinden, Covid-19’da ölüme yol açan, aşırı inflamasyonun yarattığı, sitokin fırtınasını engellemeye yönelik yeni bir ilaç geliştirilmesi amaçlanıyor.
Prof. Dr. Üresin, yeni açılan merkezde Faz 1 gönüllü insan denemelerine aday diğer projeleri de şöyle sıraladı: “İkinci büyük projemiz de Kalkınma Bakanlığı desteğiyle İstanbul Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışma. O da nörodejeneratif hastalıklara yönelik bir araştırma. Demans, MS gibi bilinen hastalıklarla ilgili. Yine başka bir projemiz de Covid tedavisinde kullanılan bir ilacın, solunum yoluyla verilmesine dayanan yeni bir ilaç uygulamasına yönelik bir çalışma.”