Erdoğan’ı kriz anlarındaki tepkileri açısından incelersek şu sonuca varırız: O, düşeceğini anladığında uçağı ateşe verenlerden…
Asla yenilgiyi kabullenmiyor ve köşeye sıkıştığı anda bile, yara bere içinde de olsa, anayasa-gelenek-kural tanımadan üste çıkıp saldırıyor.
Öfke saçan üslubunun sadece ülkeye değil, partisine de zarar verdiğini gördüğü halde hiddetini dizginlemiyor.
Bir yangın yerini ince ip üstünde geçen ve durursa devrileceğini bilen bir akrobat gibi, geriye ve ateşe bakmadan yürüyor.
Fakat bu tavrın bir de ona öğrettikleri var:
Üstünden yürüdüğü yangın, giderek paçalarını sarıyor.
Çevresindeki kuşatma gün be gün daralıyor.
Her saldırdığında biraz daha ağır yara alıyor.
Tabanı, “Bizi nereye götürüyor” kaygısıyla kendisinden uzaklaştıkça, yakın korumaları artıyor. Şehit cenazelerindeki sloganlar artık kendisini hedef alıyor. Örgütü yorgun; çalışmıyor.
Varlık nedeni olan hırsı, şimdi yok oluşunu hazırlıyor.