Türkiye’de ise tuhaf şeyler oluyor.
Elbette AKP yandaşlarını, medyasını, trol ordusunu anlıyorum.
Onlar doğal olarak Erdoğan ne derse desteklemek zorunda.
Peki bizim muhalif medyadaki bazı yazar çizer takımına ne oluyor?
Neymiş Erdoğan’ın “İsrail’e gireriz” sözüne bu ülkenin Dışişleri Bakanı’ndan çirkin bir karşılık gelmiş.
Bu muhalifler diyor ki “Biz içerde Cumhurbaşkanımızı eleştiririz ama dışarıdan gelecek saldırılara karşı onu savunuruz.”
Tam bir popülizm, tam bir oportünizm, tam bir saçmalama.
“İçerde birbirimizi yeriz ama dışa karşı tek yumruk oluruz” sözünün bugün artık bir anlamı yok.
Çünkü dünyada aklı başında herkes neyin ne olduğunu biliyor, görüyor, anlıyor.
Muhalif olmayı bırakın namuslu bir gazeteci gerçeği yazmak zorundadır.
Gazeteci pek çok şeyi bilmeyen ya da algılar altında gerçeği görmekte zorlanan kitlelere gerçeği anlatmak zorundadır.
Erdoğan’ın sözleri yanlıştır, Türkiye’ye bir yararı yoktur. Nokta.
Kendini muhalefette konumlandıran bu tür yazarların sırf halkın bir bölümünün “Evet muhalifler ama ülke söz konusu olduğunda tek vücut oluyorlar” diyeceğini sanarak Erdoğan kollamasına kalkmaları akıl alacak iş değildir.
Troller ve kimi yandaş yazar takımı “Bak işte muhalefet böyle olmalı” falan diyebilir ama bu muhalif yazarlara şunu söylemek isterim; bilin ki AKP’li tek vatandaş bile sırf bunlar söylediğiniz için size sempati duymaz. Tam tersine düşünür. Hatta zihninde sizleri daha da itibarsızlaştırır.