Bence Kılıçdaroğlu’nun 2023 hamlesi gerekirse partisi dışından (Gül ya da Babacan gibi) bir çatı adayı önerme esnekliğini içeriyor. Hedefi 31 Mart yerel seçimlerinde yaptığını daha ileriye taşımak. Halbuki son aylarda CHP’ye akıl veren çevrelerde bunun tersine bir cereyan var.
Özellikle Ayasofya üzerinden dış basındaki “Türkiye’nin adım adım İslamlaştırıldığı” tezi CHP’ye yol gösterme iddiasındaki isimler tarafından yüksek sesle ifade ediliyor. Hatta Kılıçdaroğlu’nun “açacaksanız açın” yaklaşımından rahatsız olan bu çevreler CHP’nin ‘laiklikten uzaklaşmaya’ sert bir muhalefet göstermemesinden şikayetçi. CHP’nin ‘Türkiye’nin Atatürk’ün laik mirasından uzaklaştığı’ iddiasını daha çok gündeme almasını istiyorlar. Bu eleştiriyi geniş ‘demokrasi ittifakının’ söylemine dahil etmeyi öneriyorlar. Kılıçdaroğlu bu tür söylemleri bazen ‘tek adam’ ya da ‘saray hükümeti’ etiketlemesinin altına koyarak kullansa da ağırlıklı olarak kimlik etrafındaki polemiklerden uzak durma eğiliminde. Kılıçdaroğlu’nun ‘sert bir laiklik’ ya da ‘İslamcılık’ tartışmasına girmesini beklemiyorum. Pragmatik taktiklerle devam ettirilen bir çerçeveyi koruma derdinde.