Mavi Vatan vurgusuna rağmen, muhtıracı amiraller, Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin 2016 sonrasındaki dış politika hamlelerinin iddialarından çekiniyorlar.
Dahası, ABD, AB, Çin ve Rusya arasındaki büyük güçler rekabetinin getirdiği meydan okumalardan korkuyorlar.
Türkiye’nin kızışan bu rekabette etkili bir oyuncu olabileceğini düşünmüyorlar.
Yani, Batı ittifakı içerisinde ikincil konumda kalarak Türkiye’nin çıkarlarının korunabileceğini sanan Kemalist elit, gelen dünyanın risk ve tehditlerinden ürküyorlar.
Denge siyasetine inanmıyorlar.
Avrasyacı amiraller de aynı korkunun diğer yüzü durumunda.
Ankara’nın stratejik otonomi ile hareket edemeyeceği görüşündeler.
çinde yer alabileceğimiz Çin veya Rusya bloğu diye de bir şey yok. Türkiye çevresindeki bölgenin krizlerinden kaçarak milli çıkarlarını koruyamaz. Büyük güç rekabetinde etkin olmak zorunda.
Elbette Pasifik-Hint bölgesindeki kapışmada birincil aktör olamayabilir.
Ancak Afrika, Avrupa, Akdeniz, Karadeniz, Körfez, Kafkaslar ve Orta Asya düzlemlerinde etkin aktör olma imkânı ve kapasitesi var.
Kemalist korkularla meydan okumaları karşılayamayız.