2018 yılı sonrasında Türkiye’de ekonomi politikaları düşük faiz, düşük enflasyon ve yüksek büyüme hedefleriyle yola çıkılan; ancak yüksek enflasyon, vasat büyüme ve yüksek kırılganlıklarla sonuçlanan bir dönem olarak tarihe geçti.
Doktorluk, akademisyenlik gibi uzun bir eğitim dönemi ile yoğun emek verilerek kariyer sahibi olunan mesleklerdeki getiriler yani ücretin satın alma gücü hızla eridi. Üstüne doktora şiddet ve uzun gece mesaileri gibi olumsuzluklar da eklenince, maalesef Türkiye’deki başarılı gençler bu meslekten hızla uzaklaşmaya başladı. Uluslararası mobilitesi ve yurt dışı kazancı yüksek olan yazılım mühendisliği gibi meslekler ise gençler için çok daha cazip oldu.
Dolayısıyla gençlerin meslek tercihlerinde son 5 yılda radikal değişiklikler meydana geldi.
Bu değişimi, Türkiye’de üniversite sınav sonuçlarıyla giriş yapılan en yüksek bölümler arasında yer alan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne olan talepteki düşüş net bir şekilde sergiliyor. 2018 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyabilmek için 2 milyon 261 bin adayın girdiği üniversite sınavında en yüksek puan alan ilk bin 500 kişi arasında yer almalıydınız. Bu üniversitede İngilizce Tıp okuyabilmek için ise en yüksek puan alan ilk 800 kişi arasında olmalıydınız. Üniversite sınavında bu başarıyı sergileyebilen her 30 bin adaydan sadece biri oldu. İstatistiki olarak sıfırdan farkı olmayan bir oran. Türkçe ifadesi ise olağanüstü, istisnai bir başarı.
Burcu Aydın Özüdoğru’nun yazısı