LGBTİ bireylere yönelik ‘homofobik’ saldırı ve nefret söyleminin tırmanışa geçtiği bu günlerde eşcinsellikle mücadelede gayretkeş bir ‘akademik’ faaliyet gerçekleştirildi. Sahipkıran Stratejik Araştırmalar (SASAM) adlı kuruluş, ‘LGBT’yi meşrulaştırma çabaları ve buna karşı izlenebilecek politikalar’ konulu bir çalıştay düzenledi.
Başkanlığını Süleyman Erdem’in yaptığı Ankara merkezli kuruluşun 7 Temmuz’da gerçekleştirdiği çalıştayın sonuçları internet sayfasından paylaşıldı.
‘Ne alt, ne üst ve ne de normal kimlik olarak kabul edilemez’
“Eşcinsellik; ‘insan doğasına ve hayatın olağan akışına aykırı, biyolojik ve/veya psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklanan ve tedavisi mümkün olan sapkın bir cinsel yönelimdir'” denilirken, diğer ‘önemli’ tespitlerse şöyle sıralanıyor:
“Toplum ve hukuk/devlet nezdinde kabul ettirilmeye çalışılan LGBT şeklinde bir kimlik; ne alt, ne üst ve ne de normal kimlik olarak kabul edilemez.
Bu tarz cinsel sapkınlıklar, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunu yıpratmakta, yozlaştırmakta ve toplum yapısın bozmakta, fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetişmesini engellemektedir.
Eşcinselliği tercih etmek bir insan hakkı değildir: Uluslararası ve ulusal kampanyalarla “cinsel tercih hakkı” şeklinde, insan haklarına ilişkin uluslararası metinlerde yer almayan bir hak uydurulmaya çalışılmaktadır. Ancak sapkın ve toplum için zararlı bir cinsel yönelimi tercih hakkı şeklinde bir hak olamaz.”
Anaokulundan ‘güvenli gıda’ya…
Eşcinselliği yaygınlaştırmak ve normalleştirmek için uluslararası bir kampanya yürütüldüğü iddiasına da yer verilen çalıştayda, buna izlenebilecek politikalarsa şöyle sıralandı:
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının cinsel bozukluklara yönelik rehabilitasyon merkezleri oluşturmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığının bu kapsamda anaokulu ve sınıf öğretmenlerini bilinçlendirmesi, öğretmenlerin tespit ettikleri anormallikleri okulların rehberlik servislerine iletmeleri için teşvik etmesi, yerinde olacaktır. Yine rehber öğretmenlerin bu konularda eğitim almaları ve öğrenciler ile velilerini doğru yönlendirebilmeleri için gerekli altyapının oluşturulması sağlanmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığının toplumda giderek yaygınlaşan ve daha da yaygınlaşması için ulusal ve uluslararası düzeyde geniş çaplı kampanyalar yürütülen bu sapkınlığı görmezden gelmemesi, hutbelerde, vaazlarda ve kuran kurslarında bu konunun dini ve ahlaki açıdan zararlarını işlemesi, toplumu bilinçlendirme çalışmalarına katkı sağlaması, yerinde olacaktır.
Başta eşcinsellik olmak üzere, cinsel sapkınlık ve bozukluklarla mücadele için Sağlık Bakanlığı ile Gıda ve Tarım Bakanlığının sağlıklı beslenme ve güvenli gıda konularında çalışmalar yapması ve halkı bilinçlendirmesi gerekmektedir.
RTÜK, görsel medyada bu sapkınlığın şirin gösterilmesine ve propagandasının yapılmasına yönelik faaliyetlere engel olacak tedbirler almalıdır.
BTK, çocukların ve gençlerin zihinlerinin bulanmasına neden olan özellikle de eşcinsel sapkınlıkların yer aldığı pornografik web sitelerine erişimin engellenmesi için gerekli tedbirleri almalıdır.
EGM, eşcinsel sapkınlıkların tedavisinin engellenmesinin ve yaygınlaştırılmasının arkasında önemli bir etken olan fuhuş mafyası ile daha etkin mücadele edilmesi için gerekli tedbirleri almalıdır.
EGM ayrıca, sosyal medya kanalıyla bu sapkınlığın propagandasının yapılmasına ve yayılmaya çalışılmasına karşı gerekli tedbirleri almalıdır.”