NUR BANU KOCAASLAN
İstanbul’da kiminin doğma büyüme semti, kiminin haftasonu keyfinin adresi, kiminin balık tuttuğu, kimininse manzarasına dalıp gittiği Boğaziçi’nin incisi Bebek, teknepark projesiyle mevcut güzelliğini kaybetme riski altında.
300 teknelik denize zincir

Proje dosyasında teknepark böyle resmediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstMarin, İstinye ve Tarabya’dan sonra Bebek için 300 teknelik yüzen dev bir teknepark projesi hazırladı. Projeyle, denize atılacak devasa betonlara yüzen pontonlar bağlanacak, koyu neredeyse çepeçevre saran bir tekneparkla deniz görünümü bozulmakla kalmayacak, aynı zamanda deniz ekolojisi de zarar görecek.
Yanında otopark da geliyor, ‘denizin ortasına’

Basında deniz otoparkına dair yeralan görsellerden biri.
Üstelik İBB’nin projesi bununla da sınırlı kalmayabilir. İstanbul’da yapılaşmaya paralel olarak artan araç sayısının yarattığı trafik ve park yeri gibi sorunlar için karada yer bulamayan İBB Fen İşleri Müdürlüğü, denize kazıklar çakılarak yapılacak 150 araçlık yüzen bir otopark gibi ‘hayli ilginç’ bir çözüm peşinde. Bu otoparkın, Boğaz’daki trafik sorununu çözmeyeceği gibi 300 teknelik marinanın tamamlayıcısı olacağı tahmin ediliyor.
‘Bebek’e geldiğinde denizi göremeyeceksin’

Görseller: Bebek Semt Girişimi
Halkın kıyıya ve denize ulaşımını engelleyecek bu projeye ve Boğaz’daki yasadışı imarlaşmaya karşı birleşen Bebek Semt Girişimi, tüm İstanbulluların dikkatini tehlikeye dikkat çekmek için aylardır ciddi bir çalışma içinde.
Diken’in konuştuğu semtliler, ‘Bebek’e geldiğinde denizi göremeyeceksin, sakın şaşırma!’ diye başlıyorlar söze. Bebek’te 300 teknenin var olmadığına, dolayısıyla böyle bir tekneparka ihtiyaç da duyulmadığını söylüyorlar.
Girişimin üyesi Damla Kalan Dilekcan durumu şöyle özetliyor: “Belediye bize, burada teknepark yapmazsak gelir tonozculara, yani denizdeki otopark mafyasına kalıyor diyor. Biz de diyoruz ki evet sen bir düzen getir, ama gelir tonozculara kalıyor demen senin bugüne kadar asli görevini yapmadığın anlamına geliyor. Seni asli görevini yapmaya ve kıyıya bir düzen getirmeye davet ediyoruz. Ama bunu yaparken, halkın kıyıdan yararlanmasını engelleyen büyük boy tekneleri buradan kaldır.”
İstanbul’un 5 bin tekne kapasitesine ihtiyacı varmış

Tekneparkla olası dalgakıran Bebek koyunu böyle kapatabilir.
Bebek Semt Girişimi’nden Cem Soyhan, Avrupa’daki kıyı kentlerinden örnekler veriyor; belli mesafeyle denizi kapatmayan, halkın nefes almasına engel olmayan bir düzenleme yapılmasını istiyor.
Soyhan, taleplerini şöyle anlatıyor: “Marina’daki gibi her teknenin arkasına bir kutu getirebilir, su, elektrik hizmetini verebilir. Metrekare üzerinden de istediği fiyatı alır, bu bizi hiç ilgilendirmiyor. Ama belli bir metrede ve belli aralıklarla yap bunu, halkın denizini kapatma. Bunu dediğimizde bize bu kârlı değil dediler. Çünkü İstanbul’un 5 bin tekne kapasitesine ihtiyacı var dediler.”
‘Kara bitti, denize dadandılar’

Bebek’te neredeyse her dükkanın vitrininde ‘Tekneparka hayır’ dövizleri göze çarpıyor.
Tam da burada söze Dilekcan giriyor ve projenin talebi karşılamak için değil, talep yaratmak için yapıldığını aktarıyor şu sözlerle: “Buradaki halkın ihtiyaçlarına yönelik bir arz değil. Halktan hiçbir talep yok bu yönde. İstanbul’da karada satacak yer kalmadı, denizlere dadandılar diyelim. Şuanki konut arzı nasıl dışarıdan, parası olan, örneğin Arap sermayesine yönelik bir arzsa, bunun da deniz versiyonunu yapmaya çalışıyorlar. Biz karşı çıktığımızda da ‘O zaman sana hizmet vermem’ diyor bize. ‘Teknepark yapmazsam, burası da böyle kalır’ diyorlar.”
Denizde beton kütleler, yüzer pontonlar, dalgakıran…

Projeye göre yüzer pontonlar 15 tonluk betonlara bağlanacak.
Teknoparkın şehrin ardından denizde de rant yaratmanın dışında doğaya vereceği zarar da Bebeklileri ürkütüyor.
Bebek Koyu’nun ters akıntıyla her zaman temiz kaldığını söyleyen Soyhan, tekneparkın hem akıntıya engel olarak, hem de yanaşacak teknelerin atıklarıyla koyu iki kat kirleteceğini belirtiyor. Soyhan, “Bunu söylediğimizde ‘Biz buraya bariyer koyarız’ diyorlar. Sen o zaman doğayı bozuyorsun her şekilde. Dışarıda ne de olsa yer kalmadı, deniz kocaman alan, yap tekneparkları, sat sonra” diyor.
‘Bebeği bitirecekler’
Soyhan, şu zamana kadar marina uzmanlarından biliminsanlarına çok sayıda kişiyle görüştüklerini söylüyor. Tanesi 15 tondan 120 beton kütleye yerleştirilecek yüzer pontonların akıntı ve derinlik yüzünden sabit duramayacağını, tekneparkın bir sonraki hamlesi olarak da dalgakıran geleceğini söylüyor. “Bitirecekler yani Bebek’i, yüzer yapsan ne olur, yapmasan ne olur” diyor Soyhan.
Denize zincire karşı insan zinciri
Bebekliler, projenin tehlikelerinden sadece yakınmakla kalmıyorlar tabii. Kurdukları girişim semtte ve Boğaziçi’nde neredeyse çalınmadık kapı bırakmamış. Esnafla, semt sakinleriyle konuşmuş, ‘Bebek için birleşmeye evet, tekneparka hayır’ yazılı dövizler Bebek’in her sokağında göze çarpıyor.

Bebekliler herkesi bu pazar insan zinciri oluşturmaya çağırıyor.
Biz projeyle ilgili konuşurken, onlar da bir yandan Bebekliler Derneği’nde hummalı bir çalışma içinde. Kutular içinde el ilanları, stickerlar, dövizler geliyor. Hepsi de 5 Nisan Pazar günü düzenleyecekleri insan zinciri için hazırlıkların bir parçası. O gün, tekneparka dikkat çekmeyi amaçlıyorlar. Sadece Bebeklileri değil tüm İstanbulluları da bekliyorlar zincire…