Milattan önce 2’nci yüzyılda yapıldığı sanılan Apollon Smintheus Tapınağı, proje sorumlusuna göre restore, uzmanlara göre ise yeniden inşa ediliyor.
Türkiye’nin de taraf olduğu Venedik Tüzüğü’ne göre ise tarihi eserlerde yeniden inşa işlemlerine izin verilmiyor.
Arkeolog ve restoratörler, beyaz çimento ve mermer tozuyla kalıp çakılarak tapınağın basamaklarının yeniden yapılmasının tarihi yapıların korunması ve restorasyonu hakkında çerçeve belirleyen Venedik Tüzüğü’ne aykırı olduğunu düşünüyor.

fotoğraf: Ayvacık Kaymakamlığı
Radikal’den Ömer Erbil’in haberine göre Çanakkale ili Ayvacık ilçesi, Gülpınar beldesinde yer alan Apollon Tapınağı’nın basamaklarının yapımının ardından sütun ve tamburlar da hazırlanıyor. Arkeolojik alanın dışında yapılan sütün ve tamburlar, torno tezgahında yivleri açıldıktan sonra ayağa kaldırılacak.
‘Restorasyon değil yeniden inşa’
Uzmanlar hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izinli hem de Çanakkale Koruma Kurulu’ndan onaylı projenin Venedik Tüzüğü’nün 6, 9, 12 ve 15’inci maddelerine aykırı olduğunu savunuyor.
Bu maddeler restorasyonu yapılan eserde orjinaliyle uyumu bozacak her tür uygulamaya sınırlama getirirken, “Bütün yeniden inşalardan a priori (peşinen) vazgeçilmelidir” deniliyor. Yeniden inşada izin verilen tek şey, mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların bir araya getirilmesi (anostilosis) olarak belirleniyor.

Apollon Tapınağı’nın özgün hali.
Projeyi ise, 1980 yılından bu yana tapınak ve çevresinde kazı, sondaj ve restorasyon çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Coşkun Özgünel sürdürüyor. Özgünel, çalışmanın anostilosis olduğunu savunurken, arkeologlar aynı görüşü paylaşmıyor.
Özgünel, tapınağı bilimsel mimari bir heyetle ‘restorasyon’ yaparak ayağa kaldırdıklarını, sponsor firmanın desteği ile tamburları ve frizleri yaptıklarını ve temmuz ayı sonuna doğru ilk sütunu dikeceklerini söylüyor.
‘Yeterince tartışılmadı’
Uzmanların projeyle ilgili görüşleri şöyle:
“6 sütun ayağa kaldırılacak. Orijinal basamaklar kaybolmuş. Mevcut hali de tüf taşından olduğundan statik açıdan uygun değildi. 26 metre yükseklik olacak. Tonlarca ağırlık binecek. Sağlam yapılmak zorundaydı.
Önyüzün yüzde 80 malzemesi orijinal. Dünyanın 3. Büyük tapınağı burası. Frizlerde Troia savaşı anlatılıyor. Başka örneği yok. Restorasyonun en büyük sıkıntısı arkeoloji ve mimarlık dünyasında yeterince tartışılmadan uygulamaya geçilmesi.”
Venedik Tüzüğü’nün ilgili maddeleri ise şu şekilde:
Madde 6: Anıtın korunması, ölçeği dışına taşmamak şartıyla çevresinin de bakımını içine almalıdır. Eğer geleneksel ortam varsa, olduğu gibi bırakılmalıdır. Kütle ve renk ilişkilerini değiştirecek hiçbir yeni eklentiye, yok etmeye, ya da değiştirmeye izin verilmemelidir.
Madde 9: Onarım uzmanlık gerektiren bir iştir. Amacı, anıtın estetik ve tarihi değerini korumak ve ortaya çıkarmaktır. Onarım kendine temel olarak aldığı orijinal malzeme ile güvenilir belgelere saygıyla bağlıdır. Faraziyenin başladığı yerde onarım durmalıdır; yapılması gerekli herhangi bir eklemenin mimari kompozisyondan farkı anlaşılabilmeli ve gününün damgasını taşımalıdır. Herhangi bir onarım işine başlamadan önce ve bittikten sonra, anıtın arkeolojik ve tarihi bir incelemesi yapılmalıdır.
Madde 12: Eksik kısımlar tamamlanırken, bütünle uyumlu bir şekilde bağdaştırılmalıdır; fakat bu onarımın, aynı zamanda artistik ve tarihi tanıklığı yanlış bir şekilde yansıtmaması için, orijinalden ayırdedilebilecek bir şekilde yapılması gereklidir.
Madde 15: … Bütün yeniden inşa işlemlerinden peşinen (a priori) vazgeçilmelidir. Yalnız anastilosis’e, yani mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların bir araya getirilmesine izin verilebilir. Birleştirmekte kullanılan madde her zaman ayırdedilebilecek bir nitelikte olmalı ve bu, anıtın korunmasını sağlamak ve eski haline getirmek için mümkün olduğu kadar az kullanılmalıdır.