Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Türkiye yeniden bir anayasa tartışmasının içine çekiliyor. İktidar bir virajı daha ‘yeni anayasa’ süreciyle almaya çalışıyor. Emperyalist planlar doğrultusunda Ortadoğu’daki gelişmelerin dayattığı ve içerideki siyasi ihtiyaçların şekillendirdiği ‘süreç’, bir anayasa ittifakına dönüşme emareleri gösteriyor. DEM Parti yöneticileri prensip olarak iktidarla anayasa masasına oturmaya karşı olmadıklarını belirtiyor. DEM Parti’ye göre anayasa gündeminin, iktidarı güçlendirmek ve Erdoğan’ı yeniden seçtirmekle ilgisi bulunmuyor.
Bu Meclis’te gösterilecek bir direnişi anlamsızlaştırmıyor elbette. Ancak anayasayı ya Erdoğan’ın istediği şekilde yaparsınız ya da yapamazsınız. Anayasa masasına oturacak özneler açısından bunun ortası, arası yok. Peki Erdoğan ne tür bir anayasa ister? Erdoğan da konuyu kişiselleştirmemek için dikkatli bir retorik kullanıyor. Kamuoyunun geniş kesimlerinde ve siyaset kurumunda oluşan “Bu anayasa Erdoğan için yapılacak” şeklindeki haklı kanaatini bozmak amacıyla, anayasanın ülkenin ihtiyacı yapılacağını öne sürüyor.
Ne var ki bu da hakikat değil. Hakikat şu ki çoğunluk desteğini kaybeden ve kemik tabanını bile memnun edemeyen Erdoğan, bayır aşağı sürüklenirken tutunacak bir dal arıyor. Bu dal da yeni anayasa… Erdoğan yeni anayasaya tutunup kuracağı yeni ittifaklarla siyasi ömrünü uzatmanın peşinde. Evet, Türkiye’de 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan 1982 Anayasası yürürlükte. Evet, bu özgürlükçü ve demokratik bir anayasa olmaktan çok uzakta. Evet bu sermaye sınıfının çıkarına bir anayasa. Evet, ülkemiz daha gelişkin bir anayasayı sonuna kadar hak ediyor. Fakat… Anayasaya uymayan, yurttaşların anayasal haklarını çiğneyen, demokrasi ve özgürlükler konusunda 12 Eylül zihniyetinin bile gerisinde kalan bir iktidar, emekçilere sefaleti reva görüp başta gazeteciler ve siyasiler olmak üzere muhaliflerini hapisle sustururken, muhalif aktörlerin görevi bu iktidarla yan yana oturup anayasa konuşmak mıdır?