Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Erdoğan aday olur ya da olmaz, bunu siyasi gelişmeler gösterecek. Eğer kazanacağını görür ve bunun yolunun açık olduğuna kanaat getirirse, bir kez daha aday olmak için bir saniye bile düşünmeyecektir. Ancak mevcut dinamikler ve şartlar altında yeniden seçilmesinin zor olduğunun o da farkında. Kaybedeceği bir seçime girmeyi yeğlemez. Ülkeyi de seçimden uzaklaştırmayı başaramazsa mecburen tek seçeneği kendi finalini, kendisinden sonraki Türkiye’yi planlamak olur.
Şu an “Adaylık derdim yok” diyerek, geniş muhalefet blokunun kendi ismine karşı ördüğü kalın seti dağıtma, gardları düşürme uğraşında… Bir nevi zehirli kancanın üzerine bal sürüp muhalefeti anayasa masasına getirmenin hesaplarını yapıyor. Adaylık ise sandık yaklaştıkça netleşecek bir konu. Fakat ortağı Bahçeli dünkü yazılı açıklamasında “Cumhurbaşkanının yolundan cayma hakkı yoktur” diyerek şimdiden MHP’nin Erdoğan’dan başka bir aktörle yürümeyeceğini açıkça ilan etmiş oldu. Buradan anlıyoruz ki Erdoğan’ın varlığı ve adaylığı, ittifakın kırmızı çizgisi…
Bahçeli, bununla birlikte bir noktaya daha açıklık getirdi. Türkiye’de anayasa da dahil hiçbir siyasi meselenin partiler üstü olmadığını, Erdoğan’ın seçilme hedefini dışlamadığını ve bundan ayrı tutulamayacağını net şekilde ifade etti. Türkiye’nin Erdoğan’a ihtiyacı olduğunu, daha aşılacak nice merhale bulunduğunu belirtti. Artık bu sözlerden sonra kimsenin “Anayasa başka, barış ve demokrasi başka, iktidarı desteklemek başka” deme şansı kalmadı. Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu.