Roma’nın kuzeyinde 29 kilometrelik doğal bir set oluşturan Rubicon Nehri’nin Cumhuriyet döneminde siyasi bir anlamı vardı. Cisalpina Galya eyaleti ile İtalya’nın güneyi arasında bir sınır çizgisi olarak kabul edilen nehrin, ordularla geçilmesi yasaktı. Cumhuriyet’i tehditlerden korumak için belirlenen bu yasağa karşı gelmek iç savaş nedeniydi. M.Ö. 49’da askerleriyle nehri geçen Jül Sezar, yasağı çiğnemiş ve iş savaş başlatmıştı. Tarihçi Suetonius, Sezar’ın nehri geçerken “Zarlar atıldı” dediğini nakleder. Bu tarihsel olayın ardından “Rubicon’u geçmek” sözü, “geri dönüşü olmayan yola girmek/geri dönüşü olmayan kararlar vermek” anlamlarına gelen bir deyime dönüştü.
Millet İttifakı’na, Kılıçdaroğlu’na hatta ittifak sistemine cephe alan Meral Akşener, Afyon’daki açıklamalarıyla Rubicon’u geçti mi? Siyasi vurgulara bakılırsa öyle… Ama yine de bunun kararlı bir politikaya dönüşüp dönüşmeyeceğinden emin olmak zor. Sonuçta kaptan köşkünde, 2018 seçimlerinin ardından parti kurultayında aday olmayacağını açıklayıp daha sonra dümen kıran, 2023 seçimlerinden önce ise Millet İttifakı’nı topa tutarak kalktığı masaya 3 gün sonra “Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacağız” diyerek geri dönen bir Akşener var.