Şurası kesin: Türkiye; hem ekonomide hem dış politikada sıkıştığı için bu adımları atmak zorunda kaldı. Dahası Türkiye’yi bu yönde adımlar atması için teşvik eden ABD’nin de hegemonyası aşındı. Ortadoğu’daki pek çok hesabı tutmadı. İran’ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin geliştiği, yine ABD’nin telkiniyle İsrail ve Körfez ülkeleri arasında İbrahim Anlaşmalarının imzalandığı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Suriye’yle ilişkilerini normalleştirme adımları attığı, Arap dünyasından Şam’a heyetlerin gittiği bir süreçte, Türkiye; dış politikada bu adımları atmaya mecbur kaldı. İktidar, Müslüman Kardeşler örgütüne (İhvan) verdiği desteği azaltıyor. Hamas’la arasına mesafe koyuyor.
ABD’nin Suriye’de, Dağlık Karabağ’da, Ukrayna’da, Afganistan’da hesaplarının tutmadığı, İran karşıtı cepheyi genişletemediği bir süreçte, Türkiye; ABD nam ve hesabına adımlar atmanın, ABD’ye fazla umut bağlamanın, değişen dünya dengelerini görememenin sonuçlarını yaşıyor bugün. Bu keskin dönüşler, onun kanıtı. Devamı da gelecek. Tarihten ders almayanlar için kaçınılmazdır bu durum.