Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bayramdaki ‘harçlık anıları’nı anlattı: “Az para verene gıcık olurdum. Hatta bir büyüğümü hâlâ hatırlıyorum. Rahmetli oldu, ama az para verdiği hâlâ aklımda.”
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’e konuşan Eroğlu, çocukken yaşanan bayramların daha güzel olduğunu söyledi: “İlk bayramlığımı çok iyi hatırlıyorum. Rahmetli babam her bayram ayakkabı, elbise getirirdi. Bayramdan önce alır, odama koyar, onunla uyurdum. Çok mutlu olurdum. Ben de zaman zaman ‘Nerede o eski bayramlar’ diyorum, ama bunun en önemli nedeni bayramların çocukken daha güzel gelmesi insana. Tabii daha çok gidilip gelinirdi o ayrı.”
Şeker toplamaya çıktığını ancak şekerden ziyade para topladığını anlatan Eroğlu, aldığı harçlığı kimi zaman az bulduğunu belirtti.
Bakan şöyle devam etti: “5 kuruş, 10 kuruşlar vardı. Bir lira verene sevinirdim. Az para verene de gıcık olurdum. Hatta bir büyüğümü hâlâ hatırlıyorum. Rahmetli oldu, ama az para verdiği hâlâ aklımda. Torunlarıma eski bayramları yaşatmak için hediye alıp mutlaka para veriyorum. Onlarda da bir beklenti oluyor. El öpen tüm çocuklara para veriyorum. Gıcık olmalarını istemiyorum. Çocukken çok iyi dama ve satranç oynardım. Çelik çomak oynamayı çok severdim. Seksek oynardım.”
Artık hayatında oyun yerine kitap olduğunu belirten bakan, şu anda hadis kitapları okuduğunu aktardı.
Eroğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Eskiden fantastik kitap okumayı severdim ama artık vakit olmuyor. Flüte özendim çok, ama çalamadım. Ney çalmayı çok istiyorum ama onda da çok acemiyim. Evde neyim var. Denemeye devam. Şimdilerde kanun aldım ama onu henüz öğrenecek vakit yok.”