Aynı gazetenin yazarı Mahmut Övür’den her televizyonun “yorumcusu” Nagehan Alçı’ya… 15 Temmuz’u aylar öncesinden haber veren Fuat Uğur’dan öteki Pensilvanya yolcularına… Ve elbette AKP’nin değerli vekillerine kadar sayısız isim FETÖ’nün yollarına güller serptiler. Övmelere doyamadılar.
Mehmet Barlas ise daha fazlasını yaptı. “sosyo politik bir gerçek olarak Hocaefendi Sendromu” adıyla bir kitap yazdı. Gülen’i bir çağdaş Türkiye projesi olarak pazarladı. Uzlaşmanın simgesi olarak yüceltti. 172 sayfalık “güzellemeyi” de Gülen’in bir şiiriyle noktaladı:
“Her yanda İsrafil’in gür sadası / Her ufukta bir diriliş edası / Ve ruhlarda geleceğin sevdası / Meşk ediyor yarını avaz avaz..”
Dün Gülen’in önünde eğilip bugün muhalifleri FETÖ’cü diye suçlamak… Okuyucusuna yalan söylemek… Her devrin iktidarına yakın olmak uğruna Ecevit’ten Evren’e, Demirel’den Erdoğan’a ve Gülen’e uzanan bir “çeşitlilikte” hareket edebilmek…
Barlas olmak kolay değil. Böyle dans edebilmek için hafif olmanız gerekiyor. Çok ama çok hafif!