İlk gün alışılagelmiş kurultay seremonilerinden sonra iki genel başkan adayının, Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’nin uzun, hatta fazla uzun konuşmalarını dinledik. Ardından da genel başkan seçimi için oylama başladı.
Mitinglerde de, kurultaylarda da adayların etkili konuşmaları, tribünlerden topladıkları alkış her zaman yanıltıcıdır.
Eğer CHP’nin dünkü kurultayında iki genel başkan adayının konuşmalarının salona etkisi ölçü olsaydı (ki olmamalı) ve tribünlerin tümü oy kullanacak olsaydı (ki olmayacak) Muharrem İnce açık arayla ipi göğüsleyecekti.
Ancak tribünlerde değil, salonda yer alan delege sıralarına bakıldığında açık ara ile ipi göğüsleyecek olan belli gibiydi: Kılıçdaroğlu.
…CHP Kurultayı’nın ilk gününden benim aktaracağım fazla ve başka bir şey yok.
Her iki genel başkan adayı katıksız birer miting konuşması yaptılar. Konuşmalarının ağırlığını AKP iktidarına yönelik sert eleştiriler oluşturdu. Bir başka deyişle “Türk’ün Türk’e propagandası” deyişinin bir benzerini yaşadık.
“CHP’nin CHP’ye propagandası”nı izledik, gözledik. Salonda zaten farklı düşünen kimse yokken bu tercihin ne kadar anlamlı ve önemli olabileceğine artık siz karar verin…