Bir pahalı araba masrafına denk bir masraftan kaçmak adına can güvenliğine boşveren birine ve sonuçlarından onu sorumlu tutmayan bir diğerine ‘katil’, açgözlülüğün cana mal olan sonucuna ‘cinayet’ demek çok mu abartılı? İnsana, insanlığa yüklediğiniz anlama bağlı tabii. İçinize siniyorsa, aldırmadan cinayetlere, yaşamaya devam edin aranızdaki katillerle.
Kafkas Tebeşir Dairesi veya ‘HDP tartışması’
Kürtlerin özgürlüğü ve demokratik bir Türkiye tasavvurunda samimi olanlar birbirini kıracak veya zarar verecek şekilde ayrışmasın. Hatta, gerekirse boşanma sonrası, çocuklar birinde veya öbüründe kalsın.
‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ çizilmesin. O tasavvurun peşinde koşanlar dairenin ortasında kalıp bölünmesin; barış ve demokrasinin yolları bu şekilde ayrılmasın.
İktidar ayyaşları
Güçsüzken sinip güçlenince, gücün yanına hizalanınca şahlanan öfke çirkin bir ayyaşlığa dönüyor işte. Dün yaşananların karşısına geçip, ‘Nasıl da sindirdiler sizi’ diye sigara tüttüren çirkin bir hal. Dünden geri kalanlar içinde en ruh bulandırıcı olanı bu.
Taziye iyi, gidişat kötü
İktidar partisi, kendisine yöneltilen her eleştiriyi ‘siyaset dışı’ yol olarak karalayıp sindirme yoluna gidiyor. Oysa, demokratik siyaset çoğunluğun oyunu alanın düdüğü çaldığı, gerisinin susturulduğu, ‘siyaset dışı’ ilan edilebildiği bir siyaset biçimi değildir.
Bu ülkenin talihsiz birikimi
Özal, iktidarda olduğu müddetçe 12 Eylül güzellemesi yapan, 1989’da yasaklı siyasetçilerin yasağı devam etsin diye meydanlara dökülen bir siyasetçiydi; iktidarı sarsılmasın diye ‘Aman’ diyordu, ‘yasaklar kalkarsa eski günlere döneriz’! Laubaliliği sivillik, eşofmanla dolaşmayı demokratlık, şortla askeri kıta denetlemeyi anti-militarizm sayarsanız, 12 Eylül düzeninin sivil kılıkta devamını sorun etmezseniz, size demokrat çok! O demokrasi anlayışının devamı da olsa olsa bugünkü ‘ileri demokrasi’ olur.
Kulak asmayın düşünce tacirlerine!
Kerameti kendinden menkul bir takım ‘eski solcular’ın, eskimeyen sol düşmanlığı üzerinde durmamak lazım diyorum ama, bazen yanlış yaptığımı düşünüyorum.
Bir büyük yolculuğa bir küçük davet
Çıkış yolları her zaman vardır, asıl mesele bu yolların kaç yolcusunun çıkacağı, birbiriyle kavga etmeden ne kadar yol yürüyebileceği.
‘Önce söz vardı’
Türkiye tam manasıyla bir parti devleti oluyor, otoriter rejim kendini tahkim ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de her şeyden önce bu çerçevede görmek, değerlendirmek durumundayız. İşi sayısal lotoya çevirmenin, üstüne iki okkalı laf uydurup yorum diye tedavüle sokmanın alemi yok.
Hastalandım, ruhum bulandı, sandığa gidemeyeceğim
Demokratik seçimleri küçümsüyor değilim, ama burası artık demokrasi değil. Kürtlerle barış konusunda kekemelikten bir türlü kurtulamayan CHP, Türk milliyetçisi Cemaat ve MHP’den oluşuyor. Sonuç; MHP ve Cemaat ile örtük koalisyon içindeki CHP ve AK Partisi ile örtük koalisyon içindeki BDP… Ölümlerden ölüm beğenin! Bu, demokrasi umutlarının ölümü! Newroz gecesi Twitter’ı yasaklayan bir iktidarla hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmeyi içime sindiremiyorum. BDP’nin seçim mitinglerinde, otoriterlik eleştirisinden uzak durup yolsuzluk eleştirisiyle işi geçiştirmesini de sindiremiyorum.
Alem buysa, kral o!
Sanki bir sabah uyanmışız ve birisi başımıza diktatör kesilmiş. Herkes masum, herkes mağdurmuş. Kanmış, kandırılmış koskoca insanlar. Onlar demokrasi gelecek sanıyormuş. Öyle sanmışlar, bir ‘sanrı’ya böyle kapılmışlar. Böylesi ancak çocuk masallarında olur, böylesine ancak çocuklar kanar.
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 4
- 5
- 6