Son haftalarda arkadaş sohbetlerinde “Kesin Kılıçdaroğlu’nu da hapse atarlar” diyenler bile çıkıyor. Olacağından değil de, bu cümleyi her duyduğumda Türkiye’deki yeni düzeni ne ölçüde kanıksamış olduğumuzu görerek irkiliyorum. Sahi, neden şaşırıyorum ki? HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bir yıldır hapiste ve kimsenin kılı kıpırdamadı. Mahkemeye gidip ifade vermek istiyor, buna izin dahi verilmiyor ve Türkiye’nin onca barosundan “tık” yok.
En acı olan da bu. Çürümenin, baskının sıradanlaşması. Herkes artık bu durumu bir veri kabul edip yeni yaşamlar kurmaya çalışıyor. Kimimiz uzağa gidiyor ya da gitme hayali kuruyor; kimimiz çocuğunu yurtdışında okutmanın ya da parasını bir yerlere saklayabilmenin derdine düşüyor. Kimileri kafasını kuma gömüyor ya da ölü taklidi yapıyor. Kimileri de korunaklı bir limana sığınmış fırtınanın geçmesini bekliyor.
“Napçen kızııım” diyen yaşlı Ege köylüsü bir teyzenin tiz sesini duyar gibi oluyorum.