Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Geçen hafta sonu İBB’ye 2. dalga operasyon gerçekleştirildi. Bu kez hedef İSKİ’ydi; hani şu pandemi dönemi inanılmazı gerçekleştirip 2 bin 500 km atık su, 173 km yağmur suyu, 3 bin 100 km içme suyu hattıyla, 16 km de atık su tüneli yapan bir kurum var ya, işte onun genel müdürü Şafak Başa ve yardımcısı Begüm Çelikdelen’in de aralarında bulunduğu üst düzey bürokratlar gözaltına alındı. İlk ifadelere göre yine varsayımsal suçlamalar ve gizli tanıklar var; somut delil yok. Tek bulgu, İSKİ’den ihale alamayan müteahhit tayfasının şikâyeti.
İSKİ konusuna dönersek; öncelikle “çevreci” bir karakter ortaya koyuyorlar, “Temiz suyum aksın, atık suyum gitsin” rutininin dışında. Ekrem İmamoğlu göreve geldiğinde özellikle çevre uzmanlarını kuruma davet etmiş, “önce doğa” mesajı verilmişti. Doğal olarak da müdürüyle, yönetim kurulu üyesiyle Kanal İstanbul’a hepten karşılar. Yine AKP’li yatırımcıların gözdesi Ömerli Barajı etrafında sanayi-konut amaçlı yapılanmaya da izin vermiyorlar; betona alerjileri var! O yüzden suçları büyük!
İşin mecaz tarafı bir yana organize kötülüğün arka planı da var. Bugün İSKİ, yarın bir başka iştirake akıl almaz suçlamalarla operasyon yapıp İBB’ye bir türlü atayamadıkları kayyum yönetimini iştirakler üzerinden hayata geçirmek istiyorlar. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün İBB’ye yönelik “kokuşmuş” açıklaması da bu girişimin işaret fişeği!