Ankara, Cumhuriyet gazetesi yazarları tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınan dava başvurusunun reddedilmesini istedi. Hükümet, 15 Temmuz sonrası alınan önlemleri ‘gerekli ve orantılı’ diye tanımlayıp AİHM’i bu durumu dikkate almaya çağırdı.

Fotoğraf: Reuters
DW Türkçe’den Kayhan Karaca’nın haberine göre Türkiye, savunmasını, hükümetin darbe girişiminin hemen ardından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) kaynaklanan yükümlülüklerini askıya almasına dayandırdı.
İç hukuk tüketilmedi
Ankara 76 sayfalık savunmasında, davacıların ‘iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’e başvurduğu’nu belirtti. Bu bağlamda davacıların Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunduğu, bu başvuruların henüz sonuçlanmadığı kaydedildi. Bu duruma gerekçe olarak da AYM iş yükü gösterildi.
FETÖ ilişkisi
Savunmanın esasa ilişkin bölümünde ise ‘FETÖ’nün Yargıtay kararı ile suç örgütü olarak tescillendiği’ ve ‘Cumhuriyet gazetesi ile FETÖ arasında finansal bağ olduğu’ görüşüne yer verildi. Gazetenin, Cihan Haber Ajansı, Kaynak Medya, İpek Üniversitesi, Koza Altın İşletmeleri ve Feza Gazetecilik gibi ‘FETÖ’ye yakınlığıyla bilinen kuruluşlarla ilişkilerine’ atıfta bulunuldu.
Darbe çağrısı
Gazetenin davacı yönetici, yazar ve gazetecilerinin gözaltına alınıp tutuklanmasına gerekçe olarak şu an ‘FETÖ’ davalarında yargılanan bazı yargıç ve kişilerle veya ‘Bylock’ kullanıcılarıyla iletişim kurması gösterildi; ‘Fethullah Gülen’i sempatik gösteren’ veya ‘PKK/PYD’nin propaganda aracı Özgür Gündem’i destekleyen’ sosyal medya mesajları örnek gösterildi.
Ayrıca davacıların ‘FETÖ ve PKK üyesi olmaksızın bu silahlı terör örgütlerinin faaliyetlerinde yer almış olabileceklerini düşündüren bilgi ve belgelerin mevcut olduğu’ öne sürüldü. Cumhuriyet gazetesinde ’17-25 Aralık hukuk darbesi’nden bu yana yayınlanan bazı haber ve manşetler için ‘darbe çağrısı’ ifadesi kullanıldı.
Mahkeme davayı hızlandırılmış prosedürle işleme koymuş olsa da 2018 ilkbaharından önce karar beklenmiyor.
AİHS ne zaman askıya alınabiliyor?
AİHS’nin 15’inci maddesi, sözleşmeye taraf devletlere, olağanüstü durumlarda sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüklerini ‘geçici, kısıtlı ve denetimli’ olarak askıya alma hakkı tanıyor. AİHS yalnızca ‘savaş zamanında veya ulusun varlığını tehdit eden başka tehlikeli hallerde’ askıya alınabiliyor.