BURCU KARAKAŞ
brckarakas@gmail.com
Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) dün ‘Göçmenlik ve Cinsiyet Eşitliği Etkinlikleri’ kapsamında ‘Göçmen Kadınlara Karşı Cinsiyet Temelli Şiddetin Önlenmesi ve İstanbul Sözleşmesi’ konulu bir panel düzenledi. Panelde, Türkiye’de yaşayan göçmen kadınların sorunlarının yanısıra, şiddet mağdurlarının sıkıntılarına da değinildi.
Toplantıda, kadınların çoğunlukla ülkelerinde kadın sünnetine, kaçarken fiziksel ve cinsel şiddete, iltica ettikten sonra da aile içi şiddete maruz kaldıkları vurgulandı.
‘Ama o kadın değil ki mülteci bayan’
Kadına şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine yönelik İstanbul Sözleşmesi kapsamında göçmen kadınlara da destek sağlanması gerektiğinin hatırlatılmasının ardından bir katılımcı şu hikayeyi paylaştı: “Şiddete maruz kalan bir göçmen kadına yardım ediyorduk. Adli Tıp’tan raporlarını aldık. Savcılığa gitmeden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nı aramıştık. Telefondaki durumu çağrı merkezindeki yetkiliye anlattık. Aldığımız yanıt, ‘Ama o kadın değil ki mülteci bayan’ oldu.”
‘Polise gitmek istemiyorlar’
Sözleşmenin 19. maddesinde, “Taraflar, mağdurların anladıkları bir dilde mevcut destek hizmetleri ve yasal tedbirler hakkında yeterli ve zamanında bilgi almalarını sağlamak amacıyla gerekli hukuki veya diğer tedbirleri alır” ibaresinin bulunduğu ancak bu koşulun gerçekleşmediği anlatıldı. Bir katılımcı, “Şiddete uğrayan mülteci kadınlar polise gitmek istemiyor çünkü mültecilik statülerinin etkileneceğini düşünüyorlar” dedi. Ayrıca, göçmen kadınların gözaltında ve cezaevinde şiddete maruz kaldıkları da belirtilerek, “Özellikle Afrikalı kadınlar sınır dışı edilme korkusuyla cinsel saldırıyı raporlayamıyor” denildi.
Kamplarda aile planlaması yok
Panelde, Suriyeli mültecilerin kaldığı kamplara da değinildi. Kilis’te bulunan Elbeyli Kampı’nı ziyaret etme fırsatı bulan bazı sivil toplum kuruluşu üyelerinden biri, “Bir yetkili bize ‘Kampta evlenmeyi de boşanmayı da yasakladım. O zaman başka yer bakmaya başlıyorlar’ dedi. Kamplarda çocuk oranı çok yüksek… Bunu söylediğimiz zaman kampın sosyal işlerden sorumlu kişisi, ‘Ne güzel, çok mutlular işte’ dedi. Aile planlaması konusunda ne yaptıklarını sorduğumuzda ise, ‘Ebe var’ dediler” diye konuştu.