Erdoğan’ın şahsi otorite arayışı, katliam niyeti, keyfileşme gibi akıl dışı açıklamaları da çöpe atarak ifade etmek gerekir ki, olayları bu aşamaya getiren her şeyden önce PKK’nın ağır ve ciddi bir stratejisidir.
Özerklik ilan etmek, kamu otoritesine ikame etmeye çalışmak, hendekler kazmak, idari ve siyasi hakimiyeti alenen ele geçirmeye çalışmak, hangi ülkede olursa olsun, devletin müdahalesini beraberinde getirirdi. Türkiye’de de getirdi.
Örgütün savaş, fiili hakimiyet arayışından vazgeçmesi geri dönüşün ilk ve temel koşuludur.
Ancak bu noktada altı çizilmesi gereken kritik bir husus var.
Türkiye bir devlet, bir hukuk devleti, karşısında ise bir örgüt var. Alınan her tedbirde, atılan her adımda insan haklarına, hukuk kurallarına uygun davranmak hukuk devleti olmanın temel koşuludur.
Hukuk devleti pusu kurmaz, yargısız infaz yapmaz, insan onurunu zedeleyecek eylemlerde bulunmaz. Bunlar yaşandığı an, girilen mücadelede ya da alınan tedbirde ne kadar haklı olunursa olunsun hukuk devleti olmaktan çıkılır. Dahası, böyle her durum, her adım olayların asli nedenini maskeler, her anlamda kabul edilemez durumlar yaratır.
Hacı Lokman Birlik’e ait olan ve cansız bedeninin sürüklenirken görüntülendiği fotoğrafta olduğu gibi…