Öykü hep aynı şekilde başlar.
Bir emniyet birimine, örneğin Terörle Mücadele Şubesi’ne, isimsiz bir e-mail ihbarı gelir, önce. İhbarların hepsi birbirine benzer. Aslında bilinir, ihbarı yapan ya da yaptıran aslında ihbarı alandır, emniyetin kendisidir. Mekanizmayı ateşleme yoludur bu.
Bu öykünün tekrarını pek çok dosyada gördüm, hala görüyorum.
Aslında bunlar ‘polis devleti‘nin izleridir…
Bu izler bizi merkezinde, hangi davranışın, hangi sözün, hangi tavrın, hangi toplantı veya görüşmenin ‘suç‘ oluşturduğuna karar veren, talepler ve fezlekelerle, zaman zaman süzgeçten geçirdiği bilgilerle, bağlı olduğu makamı, ‘savcı‘yı dosya üzerinden bu istikamette yöneten ve yönlendiren ‘polis‘in olduğu bir sistematiğe götürür.