İşsizlik: Resmi işsiz sayımız 4.5 milyon dolayında. Aydan aya artı eksi birkaç yüz binlik oynamalar oluyor. Aslında buna görünür işsiz demek daha doğru. TÜİK’in atıl işgücü oranı olarak tanımladığı, bir anlamda geniş işsizliği gösteren oran yüzde 27 düzeyinde. Yani gerçekte 100 kişiden en az 27’si işsiz. Gençlerde ve üniversite mezunu olanlarda işsizlik çok dramatik boyutlara varıyor. Toplam sayı da tabii ki önemli ama birey olarak gençlerin yaşadığı sıkıntı inanılmaz boyutlarda.
İşsizlikle ilgili veriler mayıs ayına ait. Asıl kızılca kıyamet temmuzda koptu da bunu henüz istatistiklere yansımış olarak görmedik. Temmuz verileri eylülde açıklanacak. İşçi çıkarmak pandemi yüzünden bir süre yasaklanmıştı. İşte bu yasak temmuzla birlikte kalktı. Bundan dolayı işsiz sayısı ne kadar artmıştır, bunu eylülde göreceğiz.
Enflasyon: Haziran sonu itibarıyla yıllık TÜFE yüzde 17.53, Yİ-ÜFE ise yüzde 42.89 artmış durumda. İki endeks arasında şimdiye kadar hiç böylesine fark oluşmamıştı. Bu fark böyle devam etmeyecek. Makas bir şekilde kapanacak. Hep vurguladığımız gibi kapanma ya Yİ-ÜFE’nin gerilemesi sayesinde olacak ya da TÜFE’deki artışın hızlanması. Yİ-ÜFE’den bire bir olmamakla birlikte TÜFE’ye birkaç aylık gecikmeyle bir yansıma gerçekleşeceğine göre beklenmesi gereken TÜFE’deki artışın biraz daha hız kazanacağı. Yani yıllık yüzde 17’leri arayabiliriz.
Vatandaşın bu oranların gerçeği yansıtmadığı yolundaki itirazı apayrı bir konu.
Bir yanda Enflasyon, bir yanda işsizlik… Tek başlarına bile rahatsız edici iki kavram. Hele bir de bir araya geldiler mi!