Her ne kadar o açıklamalar pek tatmin etmediyse de yine de ortada ciddi bir kazanım var. Merkez Bankası’na ait 128 milyar doların ‘arka kapı yöntemleriyle, teamüllerin dışına çıkılarak ve açıklanmamış bir protokole dayanılarak satıldığı’ kabul edilmiş oldu.
Şimdi gündemde bu dövizin kimlere satıldığı konusu var. Her ne kadar biz de “O birileri kimlerdi” diye soruyorsak da bu dövizin kimlere satıldığı hiçbir zaman bilinmez. Amaç da biraz bu zaten; döviz havuza akıtılsın, oradan yurtdışındaki çocuğuna 300-500 dolar gönderecek olan da alış yapsın, tasarrufunu döviz cinsinden tutmak isteyen bir de gelip 50 dolar, 100 dolar alsın, borcunu ödemek için ucuz dövize ihtiyacı olan birleri de milyonlarca dolarla havuzu boşaltsın! Farkında değil miyiz, diğer alıcılar adeta figüran ve asıl alım yapanların gizlenmesini sağlıyor.
(…) Dolayısıyla bu aşamadan sonra açıklanacak olan bellidir: “Hangi gün, hangi kurdan, hangi bankaya ne kadar döviz satıldı…”