Bazı kurumlar adeta el üstünde tutulur olmuş. Güzel, tutulsun; bizim güzide kurumlarımız bunlar.
Ama biraz abartılmış mı ne!
Merkez Bankası artık çok gerçekçiymiş, TÜİK enflasyonu doğru açıklamaya başlamış.
İyi de bunlar zaten bizim normalimiz değil mi, zaten böyle olması gerekmiyor mu? Kaldı ki o gerçekçilik ve doğru açıklama konusu da tartışmalı ya…
Birincisi; Merkez Bankası’nın ne kadar gerçekçi enflasyon tahmini açıkladığı.
İkincisi; TÜİK’in temmuz ayı için görece ne kadar gerçekçi bir enflasyon oranı ilan ettiği.
Peki zaten normal olan böyle yapılması değil miydi?
Merkez Bankası’nın gerçekleşmesi mümkün olmayan tahminler açıklaması normal miydi ki şimdi gerçekçi olarak nitelenen enflasyon tahmini için alkış tutmamız gerekiyor? (Enflasyon bilgilendirme toplantısından sonraki fiili alkış rezaletini kastetmediğim herhalde belli, buradaki alkış tutmak övgü anlamınadır, ben yine de açıklayayım da…)
Ya TÜİK’e ne demeli! TÜİK’in görevi zaten çok basit. Ölçecek ve açıklayacak; tüm istatistikler için böylesine yalın bir gerçek söz konusu. Hiçbir konuda önlem alması, politika üretmesi gerekmeyen bir kurum TÜİK. Ölçecek ve elde ettiği sonucu açıklayacak. Ama şimdiye kadar özellikle fiyatlar konusunda düşük ölçüm yaptığı ya da doğru ölçmüş olsa bile bunu düşük açıkladığı yönünde öylesine kuşkular, hatta kuşkunun ötesinde öylesine yargılar oluştu ki, temmuzda yüksek bir oran gelince TÜİK’e bakış da biraz olsun değişti.