Bankalar geçen yıldan beri düşük faizli ve uzun vadeli kağıt almaya adeta mecbur bırakıldı. Merkez Bankası peş peşe öyle düzenlemeler yaptı ki, bankalar toksik ya da zehirli diye tanımlanan bu kağıtları alsa bir türlü, almasa bir türlü… Sonuçta söz konusu kağıtlar alınmak zorunda kalındı.
Ama bir tehlike vardı hep… Ya faiz artarsa ne olacaktı?
Banka 100 lira nominal bedelli bir borçlanma kağıdını yüzde 10 faizle almış ve bu kağıda yaklaşık 91 lira (100/1,1) ödemişse, faiz bir anda örneğin yüzde 25’e yükseldiğinde nominal bedeli 100 lira olan bu kağıdın fiyatı artık 80 liraya (100/1,25) iniyordu.
Faizin aniden yükselmesi ilk kez karşılaşılan bir durum değil elbette. Geçmişte bireysel yatırımcı doğrudan bu tür kağıtlar ya da bu kağıtlardan oluşan fonlar yüzünden büyük zarara uğradı. Ama faiz artışından dolayı batan bankalar da oldu. Ne var ki geçmişte yaşanan bu durum, bankalara zorla bu kağıtların aldırılmasından çok, o bankaların iyi yönetilmemesinden kaynaklanıyordu ve dolayısıyla sorumluluk da bankalara aitti.
Oysa şimdi öyle değil. Bankalar bu kağıtları güle oynaya almadı. Bankalar bu kağıtları almak zorunda bırakıldı.