İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Haziran 2021’de erken seçim beklediğini belirtirken, cumhurbaşkanı olmayı istediğini söyledi.

Halk TV’de gazeteci Şirin Payzın’ın programına konuk olan İYİ Parti liderinin açıklamaları şöylr:
*AK Parti’nin Atatürk’e dair bir tutumu var. Çok şeyden geri adım attılar ama milli bayramlara dair tutarlı bir rahatsızlıkları var. AK Parti vesayet kavgaları vere vere bugünlere geldi. Askeri vesayet vardı, yargı vesayeti vardı ama o gün bile atanmışlar siyasetçilere cevap verme cüretinde bulunamazlardı. İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı’nın stratejisine dair görev yapabilir. Ama kendisi siyasetçi değildir. Dolayısıyla bu yeni bir vesayetin altının çizilmesi anlamına gelir. En başından beri Atatürk’ün karşısına önce Abdülhamid Han konuldu. Cumhuriyetin karşısına Osmanlı konuldu. Şimdi de Alpaslan konuldu. Atatürk, Osmanlı Abdülhamid Han ve Alpaslan bizim.
‘Kendilerinden çok AKP’yi savunuyorlar’
*Cumhur ittifakı sadece AK Parti-MHP ittifakı değil. Doğu Perinçek de var. Bu ittifaktaki küçük ortaklar kendi partilerinden çok AK Parti’yi savunuyorlar. Duygusal bir bağ var aralarında. Sayın Erdoğan, her türlü milliyetçiliği ayağının altına aldığını ifade etmişti. Çok somut bir örnek; Ayasofya Camii’nin açılması Danıştay kararıyla olmuştu. Aynı Danıştay’ın Andımız ile ilgili verdiği bir karar var. Bizim Danıştay’a bir başvurumuz vardı. Biz bununla ilgili bir önerge verdik ve reddedildi. Kim bundan rahatsızlık duyar? Sayın Bahçeli ve Perinçek açısından da Andımız ‘atta’ya gitti. Türk milliyetçiliği geleneği Kurban Bayramı’nı da 30 Ağustos’u da kendinin kabul eder. Dini bayramın yerine milli bayramı koymaz. Benim de hocam olan İbrahim Kafesoğlu’nun Bozkır Kültürü tespiti vardır. Yani tüm kültürleri kucaklayan bir kültür. Türk milliyetçiliği Mete Han’ın ordusunu ilk Türk ordusu kabul eder.
Diyanet tartışmaları
*‘Diyanet İşleri başkanı’ demek istemiyorum. Ali Erbaş demek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı Atatürk kurdu. O kurum bizim. Bu arkadaş böylesine bir arkadaş.
‘Bir taraf uçmuş bir taraf batmış’
*Baktığımızda milli gelirimiz büyüdü. Ama 2002’de 6 dolar milyarderimiz varken, şimdi 30 dolar milyarderimiz var. 22 milyon yurttaşımız da sosyal yardım alıyor. Bir taraf uçmuş bir taraf batmış. Bir ülkenin bel kemiği orta sınıftır. Yani esnaftır, KOBİ’dir, maaşlı çalışandır. Şimdi bu orta sınıfı hızla erittiler. Bizim yaşadığımız vahşi kapitalizm.
Asgari ücret eleştirisi
*Peynir 80 lira olmuş. Asgari ücretle bir aile geçinecek? Sayın Erdoğan ve damadı çok iyi yaşadığı için onlara hayat güzel, çokomel. Siz saray diye bir kavrama girersiniz, saray bir paralel evren yaratır. Maria Antoinette ne demişti? ‘Ekmek bulamazsanız, pasta yiyin.’ Dolayısıyla şu an Türkiye’de saray rejiminin yarattığı bir sorun daha var. O da ayrı bir bürokrasi. Şube müdürlerinin, milletvekillerinin telefonlarına çıkmadığı bir düzenektir bu. İkinci olarak saray rejiminde haşmetmeap ne duymak isterse onun söylendiği bir sistemdi. İzole bir hayattır.
*Damat bakanı biz Enerji Bakanlığı döneminde bu kadar eleştirmedik. Çünkü az çok bir uzmanlığı vardı. Ama şimdi sadece cumhurbaşkanının damadı olmak…. Yani nepotizm söz konusu… İşini iyi yapmayan, dünyadan uzak, ekonomiden anlamayan ve empatiden yoksun bir arkadaş. Damat bakanın fıkrasına inanamadım.
Erken seçim mesajı
*Bir kere seçim yok. Seçim döneminde ne olacağını bilmiyoruz. Doğmamış çocuğa don biçmek doğru değil. Herkes ister böyle şerefli bir mekanda olmak ister. Bu sistemin 2023’e kadar taşımayacağını düşünüyorum. Haziran 2021’de seçim bekliyorum.
*Yeni seçimde stratejimin ne olduğunu söylemem. Sonra kopya çekerler. Ben Üsküdar’a gittim, sayın Erdoğan da Üsküdar’da taksi durağı ziyaretine gitti. Tehdit unsuru olarak görüldüğümüzü biliyorum. Hiçbir şart benim mansıp uğruna bir sistemin içinde yer almama neden olamaz.
*‘Ben seçimi kaybetseler de vermezler’ diye bir şeyi kabul etmiyorum. Tüm hileler sandık başında yapılır. Sandığın başını bekleyeceksiniz. Oyu korumak bizim görevimiz. Büyük korkular yarattığınız zaman rehavet olur. İstanbul’da da ‘Vermez’ denmişti 800 bini İstanbul’u ortaya koyduğunda verir. Kaosun parçası olan yönetemez. Buna hiçbir siyasetçi cesaret edemez.
*Ben pandemi öncesinden başladım ilçeleri gezmeye. Vatandaşın derdi çok başka. Kavgadan bıkmış. Çocuğunun işsiz olmasından bıkmış. Bana (Joe) Biden’ı soran olmadı, hilafeti soran olmadı. Fahrettin Altun ‘Suni gündem’ demiş ya, işte suni gündem bu. Ben Üsküdar’da ikamet ediyorum, orayı dolaştım dün. Esnaf Derneği başkanı bizimle toplantı yapmak istediklerini ifade ettiler. Biz derdi dinliyoruz, nasıl çözülmesi gerektiğini söylüyoruz.
*Cumhurbaşkanı olmayı isterim ama ‘cumhurbaşkanı olacağım’ diye Türkiye’nin geleceğiyle oynamayacağım.
‘Gül’e itiraz etmedim’
*Sayın Abdullah Gül’e cumhurbaşkanlığı adayı sürecinde herhangi bir itiraz konumunda olmadım. Sayın Gül’ün tüm siyasi partiler tarafından desteklenmesine dair bir teklif geldi. Ben CHP’nin kendi adayını çıkarması gerektiğini düşündüm. İkinci turda zaten ortaklaşılırdı. Ben burada öncelik değildim. Sayın Gül benim arkadaşım. Olumsuz bir görüşüm yok. Sayın Erdoğan’ın yenilmez armada olduğu zamanlarda nasıl adımlar atacağının iyi hesaplanması gerektiğini düşündüm. Gördüğüm şey şu oldu: Sayın Gül’ü isteyen sol liberal diyebileceğimiz bir dostlar grubu var. Ben sayın Kılıçdaroğlu’ndan 15 milletvekili ödünç istedim. Kendileri de uygun gördüler. Ben o arkadaşları zor durumda bırakmamak için onların imzasıyla değil 100 bin imzayla aday oldum.