‘Demokratik siyasetle, sandıkla, seçimle yapılamayan ne var da silahla, bombayla yapacaksınız’ dedirtseler, Kandil bitecekti.
‘Meclis’te aranamayan hangi hak var da ihanetle, kalleşlikle arayacaksınız’ dedirtseler, Kandil’in maskesi düşecekti.
Dedirtemediler… Biten HDP’ye bağlanan umutlar oldu, düşen HDP siyaseti…
Kandil kazandı, HDP kaybetti. İkisinin bir arada kazanması zaten düşünülemezdi. Demirtaş ve arkadaşları bunu göremedi. Gördülerse de ellerinden bir şey gelmedi.
Dışarıdaki HDP’lilerin açıklamalarını dinliyorum. Hâlâ başka yerde suçlu arıyorlar. Ne bir özeleştiri ne bir uyanış belirtisi…
Aynı siyasetsizlik devam ediyor. Önce aynaya baksınlar da demiyorum. Önce ve en çok kim sevinmiştir, ona baksınlar yeter. Kimin etekleri zil çalıyordur, yaşasın tutuklandılar diye…
Başlarını kaldırıp Kandil’in tepelerine doğru bir baksınlar. Kimin kışkırtmalarına alet oldularsa… Onlar üstünden toplumda infial uyandırmayı kim amaçladıysa… Seldeki kütük gibi HDP’yi önüne katıp savuran bu galeyanı kim tetiklediyse… Zil takıp oynayan da odur.
Bu akıbetin müsebbibi, HDP zayıfladığında eli güçlenecek olandır. Yani Kandil’dir Kandil.
Seçilmiş siyasetçiler gece baskınlarında evlerinden alınıp götürüldüler diye kına yakan arıyorlarsa, oraya baksınlar.