Günlük 50 bin, 100 bin, 150 bin lirayı düşünmeden harcayıp nereden bulduğu sorulmayanlar yani. Paraya para demezken hani bunun vergisi, sorusuyla karşılaştırılmayanlar…
Bir de devletin vergi borcunu sildiği, indirdiği, almaktan vazgeçtiği patronları koyun üstüne. Sizin çalışıp ödediğiniz vergileri harcayanlar onlar işte, tâ kendileri.
2024’te 2 trilyon 200 milyar liralık vergiden vazgeçiliyor. Hesabını bilmeden saçacak kadar büyük bir meblağ.
Ekonomist Kerim Rota, 23 Şubat’ta Oksijen gazetesindeki yazısında üşenmeyip hesaplamıştı. Bu yıl vazgeçilen vergiler, 60 milyar dolar tutuyor.
Gelir vergisinin yüzde 91’i ise kaynağında kesintilerden. Yani çoğu, maaşlı çalışanlardan kesiliyor.
Dolaylı vergilerin toplam vergilerdeki payı da yüzde 69. Onu da 85 milyon, boğazından keserek ödüyor.
Vergimiz fâkirden velhâsıl, teşvikli zenginimiz muaf.
Ve sıkı durun; vazgeçilen verginin toplanacak vergiye oranı, 2016’ya dek yüzde 5’lerde. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte yüzde 26’lara sıçrıyor.
Fakiri daha fakir, zengini daha zengin etmeyi yeni sistemin müthiş başarısı, halka hediyesi de sayabilirsiniz.
Anlayacağınız şanslı azınlık, sandığınız kadar az değil. O mekânları bana mısın, demeden doldururlar. O arabalara da tepe tepe binseler acıtmaz canlarını.